23 Eylül 2008 Salı

Estetik Cerrahi Ben Alınması

Estetik Cerrahi ile Benlerin Alınması, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Benler insan vücudundaki gelişim nedeni tam olarak bilinmeyen farklı koyuluk tonlarında renkli yassı veya kabarık yapılardır. Doğum lekeleri ve damar genişlemeleri benlerden ayrı değerlendirilir. Benler genellikle ilk 20 yıl içinde ortaya çıkar, 1% doğumda da benlere rastlanabilir. Doğumsal olanlar minör malformasyonlar olarak değerlendirilirken sonradan gelişenler derinin çeşitli hücrelerinden (melanositler gibi) köken alan iyi huylu kitleler olarak kabul görür. Bir insan vücudunda ortalama 20-80 civarında ben vardır. Genetik yatkınlık görülür. Güneşe maruziyetin ben oluşumunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Nadiren bu benlerden kanser gelişimi görülebilir, bu nedenle benlerdeki değişimler göz ardı edilmemelidir.
Aşırı güneş ışığı maruziyeti, benlerin sürekli tahriş edilmesi (kurcalama, her traş sırasında kesilme, tıbbi olmayan yöntemlerle beni düşürmeye çalışmak gibi) ve genetik yatkınlık gibi sebeplerle benlerden deri kanseri gelişimi görülmektedir. Bir benin kansere dönüşümünü düşündüren değişimler: hızlı büyüme, şekil değişikliği, kabarma, kaşınma, renk değişimi, koyulaşma veya alacalanma, çevre deri renginde açılma ve kanamadır.

Benlerin alınması konusunda yaşanan “dokundurma, kanser olur!” düşüncesi gerçekte tıbben doğruluğu olmayan bir korkudur. Doğru şekilde tamamen alınan benler hiçbir şekilde kansere yol açamaz. Bu hatalı düşüncenin açıklaması; o ben zaten kansere dönüşmüştür ve hasta benindeki değişimi önemsemediği için geç kalmıştır. Evet, bazı benler kansere dönüşebilir. Bu kanserlerin bazıları çok kötü huylu olabilir. Bu nedenle benlerdeki değişimlere dikkat edilmeli, şüphelenilen durumlarda vakit kaybetmeden Estetik Cerraha başvurulmalıdır.

İnsan vücudunda çok sayıda ben vardır. Özellikle yüzdeki benler sosyal sebeplerle bireyi rahatsız edebilir. Bireyin de bu benlerini kurcalama riskini de göz önüne alarak alınmaları önerilebilir. Ancak tüm benlerin aldırılması sadece ailevi deri kanseri yatkınlığı olan bireylerde ve gerçekten kansere dönüşme riski yüksek olan benlerde (örn, doğumsal kıllı dev nevüsler) düşünülmektedir. Bu nedenle uzman doktor tarafından değerlendirme şarttır.

Benlerin alınması lokal anestezi altında yapılmaktadır. Küçük iğnelerle yeterli miktarda lokal anestezik madde benin etrafına ve altına uygulanır. Kısa sürede o bölgede yeterli uyuşma sağlanır. Ardından yeterli salim çevre doku da benle birlikte, tam kat deri ve bir kısım deri altı yağ dokusu ile beraber bir elips şeklinde çıkartılır. Böylece bene ait hiçbir parça vücutta bırakılmaz. Bu yöntem hem benin tamamen uzaklaştırılmasını sağlar, hem de benin patolojik olarak tamamen incelenebilmesine olanak tanır. Ben değil de, benzer iyi huylu bir deri kanseri çıksa bile hem tam tanı hem de tam tedavi sağlanmış olur. Kötü huylu deri kanseri gelişmiş ise de, tam ve detaylı tanı sağlayarak tedavinin doğru yönlendirilmesine olanak verir. Bu nedenle alınan benin patolojik incelenmesi gereklidir. Böyle doğru şekilde ben alınması kanser riskini arttırmaz, ortadan kaldırır.

Ben çıkarıldıktan sonra yara özel dikişlerle kapatılır. Tüm işlem 30 dk kadar sürer. Burada Estetik Cerrahinin bir işi en az izle tamamlama farkı ortaya çıkar. Benin etrafında salim dolu ile alınması, kalacak olan izin benden birkaç mm daha uzun olmasına neden olur, ancak risk almamak için buna değer. Genellikle 4-5 mm çapındaki bir benin alımından sonra 8-10 mm uzunluğunda kırışıklık benzeri bir iz kalır, ancak bu iz daha az dikkat çekecek şekilde planlanır (örn alın kırışıklık çizgisi gibi)

Müdahalenin ardından bir pansuman yapılır ve yara kapatılır ve hasta hemen evine veya işine dönebilir. Lokal anestezinin etkisi 2-3 saat sonra geçer ve 1-2 gün için hafif sızlama tarzında bir ağrı oluşturabilir. Bunu ortadan kaldırmak için ilk günlerde ağrı kesici tabletler, önerilir. Bazı müdahalelerden sonra antibiyotik kullanımı da önerilebilir. Belli dönemlerde kontrole çağrılır ve pansuman yenilenir. Genellikle ilk 2 gün, günlük kapalı pansuman yeterlidir, sonrasında dikişler olsa da yıkanma önerilir. Alınacak dikişler varsa yerine göre 5-15 gün sonra alınır. İzin daha az dikkat çekmesi için masajlar ve güneşten koruma önerilir. Bu kontroller sırasında patoloji raporu da değerlendirilir.

Ben alımında farklı yöntemler de önerilmektedir. Lazer, bunlardan biridir. Ancak patolojik değerlendirme için parçanın yukarıda anlatıldığı gibi çıkarılması gerekir. Lazer ile yakılarak benin uzaklaştırılması patolojik inceleme şansını engeller. Ayrıca derinin derin katlarına uzanan benleri lazerle yakarak almak, o bölgede benden biraz geniş çukur şeklinde bir ize neden olur. Ayrıca benin tamamının alındığı şüphelidir. Radyo frekans yüzeysel traşlama veya bistüri gibi kullanılır, bu nedenle bırakacağı iz lazerdeki gibi bir çöküklük veya cerrahideki gibi bir çizgi olabilir. Kimyasal veya kriyoterapi (dondurma) yöntemleri de çevre doku hasarı nedeniyle geniş bir iz bırakabilir.

Kırışıklık Tedavisinde Dolgu Maddesi ve Doku Enjeksiyonu Uygulamaları

Kırışıklık Tedavisinde Dolgu Maddesi ve Doku Enjeksiyonu Uygulamaları, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Kırışıklık ve yaşlılık çizgilerinin tedavisinde uygulanan bir yöntem olan dolgu maddesi enjeksiyonları cilde kaybettiği hacmi geri vererek sağlıklı ve genç bir görünüm sağlar.
Hazır dolgu maddelerinden hyalüronik asit preparatları, hayvansal madde ve toksin içermediği için diğer canlılardan hastalık bulaştırma riski yoktur ve alerjik reaksiyon oluşturmamaktadır. Son yıllarda dünya çapında birçok ülkede milyonlarca kişiye bu FDA onaylı hyaluronik asit preparatları ile uygulamalar güvenle ve başarı ile yapılmıştır. (Çok kötü doku reaksiyonları oluşturan sıvı enjektabl silikon ve allerjik reaksiyon riski olan hayvansal kökenli kollajen içerikli dolgular günümüzde kullanılmamaktadır) Hyaluronik asit içeren dolgu maddesi cilde enjekte edilir ve önceden test yapma ihtiyacı olmadığı için yarım saatten daha az bir sürede işlem tamamlanır.

Hyaluronik asit tüm canlı organizmalarda bulunan bir pollisakkarittir. Cildin dermis tabakasında dokuyu destekleyen kollajen lif kümeleri ile su tutan ve hacim yaratan hyaluronik asit bulunmaktadır. Hyaluronik asit zamanla vücut tarafından yavaş yavaş emilir. Hyalüronik asit tedavisinin etkinliğinin ne kadar süreceği kişiye değişir. Cilt yapısı, yaşam tarzı ve yaş ile kişi tarafından talep edilen değişim düzeyi gibi çeşitli faktöre bağlıdır. Ancak etkinliği ortalama 6 ay kadar sürer. Bu süre içinde veya sonrasında tekrar uygulamalar yapılabilir. Daha uzun süre kalıcı olan dolgu maddeleri de vardır, ancak yaşlanma devam etmekte ve dokular değişmekte olduğu için uzun süre kalıcı olam dolgu materyallerinin kullanımı sınırlı tutulmaktadır.

Uygulama çok ince uçlu bir iğne ile cildin dermis tabakasına yapılmaktadır. 10-15 dakika sürer ve sonuç hemen alınır. Acıyı önlemek için özel bir şey yapılması genelde gerekmez, ama gerekirse dolgu işleminden önce anestezi sağlayacak bir krem uygulanabilir. Dolgu özellikle ince kırışıklıkların düzeltilmesi amacıyla ve dudak dolgunlaştırma amacıyla kullanılmaktadır. Dudak üzerindeki ince kırışıklıklar, burun kenarından dudak kenarına uzanan çizgiler, ağız kenarındaki çizgiler, alındaki kaş çatma çizgileri çok sık uygulanan ve en başarılı sonuçların alındığı bölgelerdir. Çukurlaşma yapmış yara izlerinde de başarılı sonuçlar verir. Enjeksiyon sonrası tedavi edilen alan hafif kırmızı ve şiş olabilir. Çok nadir olarak ; 2000 kişiden birinde tedavi edilen bölgede veya çevresinde tedaviden haftalar sonra geçen şişkinlik, kızarıklık izlenmiştir. Bu enjeksiyonun normal sonucudur ve bir veya iki günde kaybolur. Hasta günlük aktivitelerine hemen enjeksiyondan sonra dönebilir.

Daha fazla hacim gereken durumlarda doku nakli uygulanır. Kişinin kendisinden alınan yağın veya doku kokteylinin uygulanması basit bir cerrahi preosedür olarak yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Vücudun çeşitli bölgelerinde dolgu maddesi şeklinde kozmetik yada rekonstrüktif amaçlı kullanımı yumuşak dokudaki çökmelere bağlı vücut kontur bozukluklarında, travmatik skar ve akne skarları gibi problemlerin ortadan kaldırılmasında son yıllarda çok yaygın bir prosedür olarak kullanılmaktadır. Yağ dokusunun dolgu maddesi olarak en sık kullanıldığı bölgeler yüzde burun kenarından dudak kenarına uzanan çizgiler, ağız çevresi, dudak, çene, göz çevresi ve kaşların arasında kalan bölgelerdir. Bu yöntem ayrıca vücudun diğer bölgelerindeki kontur bozukluklarında da kullanılmaktadır. Sonucun mükemmel olması için doku enjeksiyonunun 2-3 seans tekrarlanması gerekebilmektedir, çünkü verilen yağ dokusunun %50-70’i ilk 6 aylık dönemde rezorbe olabilmektedir. Kalan miktara göre tekrarlanan enjeksiyonla kalıcı dolgunluk sağlanabilmektedir.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Botoks Uygulamaları ile Kırışıklık Tedavisi, İzmir

Botox Uygulamaları İle Kırışıklık Tedavisi, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Botox, Clostridum Botulinum bakterisinden elde edilen ve sinirin kası uyarmasını engelleyen protein içerikli bir toksindir. İlk olarak 30 yıl kadar önce üretilmiş ve yine ilk olarak göz kaslarının uygunsuz çalışmalarının tedavisinde kullanılmıştır. 2002 yılında FDA onayı alınmıştır. Tıpta istemsiz kas kasılmalarını engellemek için sıklıkla ve yüksek dozlarda kullanılmaktadır. Estetik cerrahide ise yüz bölgesi kırışıklıklarının tedavisinde düşük dozlarla başarıyla uygulanmakta ve çok iyi sonuçlar vermektedir. Aşırı terleme ve migren de Botox ile tedavi edilebilen sorunlardır.

Yüzde oluşan kırışıklıklarda en önemli pay, her duygulanımda ve ifadede kullanıldıkları için mimik kaslarına aittir. Özellikle henüz doku sarkmalarının başlamadığı erken dönemde, sadece mimik kaslarının aktif kullanımında kırışıklıklar görünür haldedir. Bu dönemde Botox uygulanması, mimik kaslarını geçici olarak felç ederek kırışıklıkları düzeltir veya oluşumunu engeller. Ancak yüzde bir dolgunluk veya şişlik oluşturmaz. Kişiye göre özelleştirilen doğru bölgelere uygulamalar, korkulan donuk yüz ifadesinin oluşmasını engeller.

Botox uygulaması sıklıkla kaş çatıklığı ve kaşlar arasındaki çizgiyi gidermek için her iki kaş arasındaki ve göz kenarlarındaki ince kırışıklıkları gidermek için her iki göz kenarlarındaki mimik kaslarına yapılır. Ayrıca alın çizgileri için de etkilidir. Dudak üstlerindeki ince kırışıklıklar ve boyundaki kırışıklıklar için de kullanılabilir, ancak üst bölgeler kadar etkili değildir. Doğru uygulama ile kaş kenarlarında hafif yükselme ile daha dinç bir görünüm elde edilir. Aşırı terleme tedavisinde de özellikle koltukaltı, avuç içi ve ayak tabanında etkilidir...

Botox uygulaması göz çevresi kırışıklıkları için yaklaşık 10 dakika kadar sürer. Tıbbi amaçlı üretilen en ince iğnelerle uygulanır. Uygulamadan sonra iğne giriş yerlerinde çok yakından belli olabilen minik morluk ve şişlikler olabilir, ancak bunlar 1-2 günde tamamen geçer. Uygulamanın hemen ardından sosyal yaşama dönülebilir, istirahat gerektirmez. Aşırı terleme tedavisinde ise uygulama 30-60 dakika kadar sürebilir.

Botox’un etkili olabilmesi için 3-7 gün geçmesi gereklidir. Etki süresi 4-5 aydır. Bu nedenle ilk uygulamadan 6 ay sonra tekrarlanması önerilir. Tekrarlayan enjeksiyonlarda kas uzun süreli kullanılmamaya bağlı zayıflayacağından hem kırışıklık yapma gücü azalacak hem de ilacın yeniden yapılması için gereken süre uzayacaktır. Ayrıca etkili olduğu süre içinde kas çalışmadığı için, kasa bağlı kırışıklık etkisi olmayacak ve deri yaşlanması önemli ölçüde yavaşlayacaktır. Tekrar Botox uygulaması yapılmaması durumunda kırışıklıklar bir süre sonra tekrar eski haline gelecek, fakat öncesinden daha kötü olmayacaktır.

Botox uygulamasının etkili olması için mutlaka ilacın kas içine verilmesi gereklidir. Botox’un başarısını cilde dışarıdan uygulanan kremler kasları aynı şekilde etkileyemeyecekleri için gösteremezler. Uzman hekim olmayan kişilerin elinde göz kapağını düşüklüğü, kaşın anormal kalkması, maske yüz ve kaş düşüklüğü riskleri vardır. Bununla birlikte en kötü görünüm de bile sorun 4-6 ayda kendiliğinden düzelecektir.

18 Mart 2008 Salı

Göğüs Dikleştirme

Göğüs Dikleştirme Ameliyattı, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Hamilelik, emzirme ve yer çekimi etkisi ile yıllar içinde her kadının göğüs dokularında sarkmalar oluşur. Bununla birlikte yaşlanma ile beraber deri elastikiyetinin de kaybolması, göğüslerin görünüm ve yapılarının sarkık bir hal almasına katkıda bulunur. Göğüs dikleştirme veya mastopeksi olarak bilinen ameliyat ile sarkık olan göğüsler tekrar şekillendirilip dikleştirme ile estetik görünüm sağlanmaktadır.

Göğüs dikleştirme aynı zamanda meme başı çevresindeki koyu alan olan aerola'yı da küçültmekte, ve daha estetik bir görünüm kazandırmaktadır. Eğer meme hacmi az, veya hamilelik gibi bir nedenden dolayı boyutlarında küçülme yaşandı ise bu ameliyatta meme protezi de yerleştirilmesi ile de dikleştirmenin yanı sıra meme boyutlarında arzu edilen ölçülere de kavuşmak mümkündür.

Estetik göğüs dikleştirme ameliyatı için en uygun adaylar
Estetik göğüs dikleştirme ameliyatı görünümü değiştirerek kişinin kendine olan güvenini arttıracaktır.
Birçok kadın hamilelik ve emzirme dönemlerini takiben göğüs dokularında meydana gelen küçülme ve gevşeklik nedeniyle göğüs dikleştirme ameliyatı için başvurmaktadır. Bununla birlikte daha sonra çocuk sahibi olmayı planlayanların meme dikleştirme isteğini ertelemesi önerilir. Her ne kadar bu girişim hamileliği ve emzirmeyi etkilemese de, hamilelik dikleştirme uygulanmış göğüsün de sarkmasına neden olacak ve elde edilen güzel sonucu bozacaktır.

Tüm ameliyatlar bir takım belirsizlikler ve riskler taşımaktadır...
Göğüs dikleştirme ameliyatı basit bir girişim değildir, ancak deneyimli bir estetik cerrah tarafından güvenle uygulanmaktadır. Nadir de olsa her ameliyatta olduğu gibi bir takım komplikasyonların ve anestezi reaksiyonlarının görülme ihtimali vardır. Göğüs dikleştirme ameliyatı ince de olsa kalıcı izlerin oluşmasına neden olur. Bu izler sütyen ve deniz kıyafetlerinin içinde kalır ve zamanla solar. (sigara yara iyileşmesini güçleştirir, içen kişilerde izlerin daha belirgin ve geniş olacağı akıldan çıkarılmamalıdır) Bu girişim aynı zamanda eğri meme başı görünümü bırakabilir ve meme başında kalıcı his kaybı oluşturabilir. Kanama ve enfeksiyon göğüs dikleştirme ameliyatından sonra nadiren görülür, ancak meydana geldiğinde oluşacak izlerin genişlemesine neden olur.

Bu riskleri azaltmak için estetik cerrahın dikleştirme ameliyatı öncesi ve sonrasında yapacağı önerilere uyulması gerekir.

Göğüs dikleştirme ameliyatının planlanması...
Her hasta ve her estetik cerrahın arzulanan göğüs boyut ve görünümü konusunda farklı görüşleri olabilir, bu nedenle ilk muayenede beklentiler açık bir şekilde ortaya koyulmalı, estetik cerrahın sunumlarına dikkat edilmelidir. Muayene sırasında göğüslerin ölçüsü alınır. Ardından hastaya ihtiyaç duyduğu değişim için cerrahi plan anlatılır, gereğinde meme protezi eklenmesi önerilir.

Ameliyat hazırlığı...
Yaş ve aile öyküsüne göre ameliyat öncesi mammografi kontrolü istenebilir. Aynı zamanda ameliyat öncesi yeme-içme alışkanlığından sigara kullanımına ve kaçınılacak ilaçlara kadar pek çok öneride bulunulur.

Anestezi tipi...
Göğüs küçültme ameliyatlarında genellikle genel anestezi tercih edilir. Bu tercihte tüm ameliyat boyunca uyunur. Uygun durumlarda sırttan iğne ile uyuşturularak ve uyanık olarak da ameliyat yapılabilir.

Göğüs dikleştirme ameliyatı...
Göğüs dikleştirme ameliyatı genellikle 1.5-2 saat süren bir girişimdir. Bu konuda birçok teknik olsa da sıklıkla kullanılan yöntem memenin doğal alt konturunu takip eden “çapa benzeri” kesi ile yapılanıdır. Kesiler çıkarılacak göğüs derisi boyunca ve meme başının yerleştirileceği yeni yere kadar uzanmaktadır. Fazlalık deri çıkarıldıktan sonra meme başı ve areola planlanan seviyeye çıkarılmaktadır. Meme başı ve areola buraya dikişlerle asıldıktan sonra areola çevresindeki deri kaldırılıp yeni konumundaki meme başı ve areola altında birleştirilmekte ve göğüse yeni bir şekil verilmektedir. Dikişler areola çevresine, bunun altındaki düz hatta ve meme altı kıvrıma yerleştirilmektedir. Küçük göğüse sahip ve minimal sarkması olan bazı hastalara daha küçük kesiler uygulanarak bu girişim başarılabilmektedir. Bazı hastalarda ise meme başı çevresindeki koyu alan olan areola çevresine dairesel kesi yapılarak uygulanan meme dikleştirme ameliyatları vardır. Bu durumda oluşacak izler sadece areola çevresi ile sınırlı kalacaktır. Eğer göğüs dikleştirme ameliyatı ile beraber meme protezi yerleştirilecekse bu durumda meme dokusunun altına veya göğüs kasının altına bir cep oluşturularak protezi buraya yerleştirilecektir.

Ameliyat sonrası...
Göğüs dikleştirme ameliyatı bitiminde pansumanların üzerini elastik bandaj ile kapatacaktır. Birkaç gün göğüslerin şiş, kesi çevrelerinin hafif mor olması ve sızlamalar hissedilmesi normaldir, ancak şiddetli ağrılar olmayacaktır. Bununla birlikte bu rahatsızlık için ağrı kesici ilaçlar yeterli olacaktır.

Birkaç gün sonra bandajlar çıkarılıp yerine destekleyici meme korsesine geçilir. Bu meme korsesinin ortalama üç hafta kullanılması gereklidir. Genellikle kendiliğinden eriyen gizli dikişler kullanılır, ve müdahaleden birkaç gün sonra yıkanılabilir. Dikleştirme ameliyatı sonrasında oluşan şişmeye bağlı meme başı ve meme derisinde his kaybı normaldir. Bu his kaybı şişlik gerilemeye başladıktan sonra hafifleyerek birkaç hafta içinde kaybolacaktır. Ancak bazı hastalarda memedeki his kaybı bir yıla kadar uzamakta hatta kalıcı bile olabilmektedir.

Normale dönüş...
İyileşme aşamalı bir süreçtir. Hasta ameliyattan birkaç saat sonra ayağa kalkarak kendi ihtiyaçlarını giderebilir, ancak ilk birkaç gün yatak istirahati önerilir. Günlük hayata dönüş ve işe tekrar başlama süresi bir haftayı alabilir. 3-4 hafta boyunca başın üzerine bir şey kaldırma gibi bir hareket yapmak yasaktır.

Göğüs dikleştirme sonrası yeni görünüm...
Estetik cerrahlar bu ameliyatta oluşacak izlerin en az görülür hale gelmesi için elinden geleni yapar. Ancak yine de meme dikleştirme ameliyatından sonra ilk birkaç ay kabarık ve kırmızı, birkaç ay içinde düzleşen ve solan ince bir iz kalır. Neyse ki oluşan tüm bu izler sütyen ve deniz kıyafetlerinin altında kalmaktadır.

16 Şubat 2008 Cumartesi

Jinekomasti Erkekte Meme Büyümesi Estetiği

Jinekomasti, Erkekte Göğüs Büyümesi Estetiği, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Jinekomasti “kadın memesine benzer” anlamına gelen tıbbi bir terimdir. Bu durum nadir olarak mevzu bahis edilse de gerçekte oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Jinekomasti tek memeyi etkileyebileceği gibi her iki meme de görülebilir. Özellikle ergenlik çağında 13-15 yaşındaki birçok erkek çocukta görülür. Büyük bir kısmında 1-2 yıl içinde gerileyerek kaybolur, bu dönemde takip edilebilir. Bir çok ilacın ve tıbbi durumun erkek memelerinin fazla büyümesine gelişimine yol açtığı bilinse de vakaların çoğunda belli bir neden bulunamamaktadır. Erkekte meme kanseri gelişim riskini arttırdığı için jinekomastinin ameliyat edilmesi gereklidir.

Kendine güvenlerinin görünümlerine bağlı olduğunu düşünen erkekler jinekomasti estetiğinden fayda görürler. Bu işlemde memelerdeki fazlalık meme ve yağ dokusu alınır. İleri vakalarda fazlalık deri dokusu da çıkartılarak göğüs duvarı daha düz, erkeksi ve daha estetik hale getirilir.

Jinekomasti estetiği için en uygun adaylar…
Jinekomasti estetiği ruhsal açıdan stabil ve sağlıklı erkeklerde her hangi bir yaşta yapılabilir. Bu ameliyat için en ideal adaylar vücudun alacağı yeni şekle uyum sağlayabilecek şekilde sert ve elastik deri yapısına sahip erkeklerdir.

Öte yandan öncelikle egzersiz ya da kilo verme yolunu seçmeyen şişman veya aşırı kilolu erkekler bu ameliyat için aday olamayabilirler. Ayrıca aşırı miktarda alkol tüketen kişiler ve kas geliştirmek amacıyla steroid anabolizan kullananlar da cerrahi müdahale için uygun adaylar değillerdir. Bu yüzden bu tip hastalar jinekomasti estetiğinin bir çare olup olmayacağının görülmesi amacıyla bu maddeleri kullanmayı bırakmalı ve meme dolgunluğunda azalma olup olmadığı gözlenmelidir.

Tüm ameliyatlar bazı belirsizlikler ve riskler taşır…
Jinekomasti estetiği kaliteli bir estetik cerrahın ellerinde yapıldığında komplikasyonlar göz ardı edilebilecek kadar nadir ya da küçüktür. Öte yandan her cerrahi müdahalede olduğu gibi bir takım riskler mevcuttur. Bu riskler enfeksiyon, deri yaralanması, aşırı kanama, anesteziye reaksiyon ve aşırı sıvı kaybı yada birikimi olarak kendini gösterebilir. Jinekomasti estetiği aynı zamanda belirgin yara izine, meme başı çevresinde belirgin renk değişikliklerine ya da hafif bir meme başı ve çevresinin düzensizliğine neden olabilir.

Jinekomasti estetiği zamanla geçen bir başka etkisi de meme dokusunda hassasiyetin azalması ve his kaybı şeklinde kendini gösterebilir ve geri dönmesi 1 yılı bulabilir.

Ameliyatın planlanması…
İlk görüşmede estetik cerrah göğüsleri muayene eder ve daha sonra karaciğer fonksiyon bozukluğu, östrojen içeren ilaçların alımı yada anabolik steroidler gibi jinekomasti sebebi olabilecek sebeplere yönelik sorgulama yapılır. Eğer şüphe duyulan bir tıbbi durum varsa, aday ameliyat öncesi araştırılma amacıyla ilgili bir dahili branş hekimine yönlendirilir. Bazı durumlarda meme ultrasonu ile jinekomastinin yağlanma veya meme dokusu artışı şeklinde olup olmadığı araştırılabilir.

Ameliyata hazırlık…
Jinekomasti estetiğine hazırlık aşamasında bazı yiyecek, içecek ve vitamin preparatlarının kullanımından kaçınılması önerilebilir. Bu önerilere uyulması ameliyat sırasında ve sonrasında iyileşmeyi olumlu yönde etkileyecektir.

Sigara içenlerin ameliyattan önce ve sonra ikişer hafta boyunca sigarayı bırakmaları tavsiye edilir. Sigara içimi kan dolaşımı ve yara iyileşmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Jinekomasti estetiğinde uygulanacak anestezi...
Jinekomasti estetiği genellikle tamamen uyumayı sağlayan genel anestezi altında yapılmakla birlikte, lokal anestezi ve sedasyon kombinasyonu altında uygulanabilir. Bu kombinasyon hafif bir rahatsızlık ve dokunma hissine rağmen uyanık ancak rahatlamış bir şekilde ameliyat olmayı sağlar. Bu sırada ameliyat edilen bölge tamamen acı ve ağrı duyusundan yoksun olacaktır.

Cerrahi İşlem…
Erkekte göğüs büyümesinin asıl nedeni meme dokusunun fazlalığı ise, bu dokular cerrahi olarak bistüri yardımıyla çıkartılacaktır. Tipik bir jinekomasti estetiğinde meme başının çevresindeki koyu renkli kısımdan yaklaşık olarak 4 cm cilt kesisi (insizyon) yapılır. Bu insizyondan girilerek fazlalık meme ve yağ dokusu (gerekiyorsa fazlalık deri) çıkartılır. Ciddi miktarda deri ve doku çıkartılması gereken durumlarda izlerin görülen yerlere doğru uzatılması gerekebilir.

Eğer jinekomastinin sebebi yağ dokusu artışı ise liposuction ile yağ alma yöntemi tercih edilebilir. Meme başını çevreleyen koyu renkli alandan yada koltuk altından yapılan yarım santimden küçük deri kesilerinden bu işlem gerçekleştirilir. Bir vakum pompasına bağlı kanüllerle deri kesilerinden girilip yağ dokusu parçalanıp vakumla dışarı alınır. Hastalar eğer genel anestezi altında değillerse, dokunma ve bastırmayı hissetmekle beraber genellikle hiçbir ağrı duymazlar.

Bazı durumlarda dren adı verilen ve fazla sıvı birikimini dışarı almak için kullanılan bir balonun ucuna bağlı içi boş hortumlar başka bir deri kesisi yardımıyla yerleştirilebilir. Cilt kesileri dikilip pansumanla kapatılır. Hastanın mevcut durumuna göre değişmekle birlikte 1-3 hafta kadar sıkı bandaj uygulanması gerekir.

Ameliyat sonrası…
Liposuction yada cerrahi yöntemlerinden hangisiyle yapılmış olursa olsun, jinekomasti estetiği sonrası birkaç gün rahatsızlık hissedilebilir. Bu nedenle düzenli ağrı kesici ve antibiyotik kullanım ve ilk birkaç gün istirahat önerilir.

Ameliyat sonrası ilk günlerde göğüslerde bir miktar şişme ve morarma olması normaldir. Bu şişliğin giderilmesi için bandaj uygulanacaktır. Şişliklerin önemli bir bölümü ilk 1 ayda kaybolsa da ameliyatın etkilerinin tam olarak görülmesi 3 ay yada daha uzun bir süreyi alabilir.

Normale Dönüş…
Ameliyattan birkaç gün sonrasında hasta günlük yaşamına geri dönebilir. Ancak ilk günlerde kolların kullanımı kısıtlanmalıdır. Dikişler genelde 7-10 gün içinde alınır. Göğüs bölgesine darbe alma riski alma taşıyan işlerden ve sporlardan en azından 4 hafta boyunca uzak durulması gerekir. Ameliyat sonrası oluşan yara izleri güneşten en az 6 ay boyunca korunmalıdır.

Yeni görünüm…
Ameliyat sonucu yüz güldürücü ve kalıcıdır. Jinekomasti estetiği görünümü düzeltip kişinin kendine olan güvenini arttırır.

12 Şubat 2008 Salı

Liposuction ile Yağ Aldırma Ameliyatı

Liposuction ile Yağ Aldırma Ameliyatı, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Yağ alma yada sık kullanılan adıyla “liposuction” karın, basen, kalça, uyluk, diz, kol, çene altı, yanaklar ve boyun gibi özel bölgelerdeki istenmeyen yağların küçük deliklerden girilip vakumla alınarak vücudun daha düzgün bir şekil almasını sağlayan bir estetik müdahaledir. Liposuction’ın her hangi bir şekli diyet ve egzersizin yerini tutmasa da, geleneksel kilo verme yöntemlerine cevap vermeyen inatçı yağ birikimlerinin estetik olarak ortadan kaldırılmasında oldukça etkili ve yüz güldürücü bir yöntemdir. Erişkinde genetik yatkınlık, hatalı beslenme ve yeterince egzersiz yapılmaması vücudun yağ dokusunda hacim artışına yol açar. Diyet ve egzersiz ile kilo fazlalılığından kurtulmak mümkün olsa da vücudun bazı bölgelerindeki yağ fazlalıklarından kurtulmak imkansız olabilir. Liposuction bu bölgesel fazlalıkları olan bireylerde vücut şekillendirmede en etkili yöntemdir.

Yağ alma - liposuction ameliyatı için en uygun adaylar…
Liposuction işlemi için en uygun adaylar vücudunun bazı bölgelerinde fazla yağ birikimleri olan, ancak normal kiloda ve sıkı ve elastik deriye sahip olan kişilerdir. Fiziksel olarak sağlıklı, psikolojik olarak stabil ve beklentilerde gerçekçi olması gerekmektedir. Yaş ilk planda çok önemli olmasa da, yaşlı hastalarda deri elastikliğini kaybetmiş olabileceğinden sıkı deriye sahip olan genç bireylerle aynı sonucun elde edilmesi zor olmaktadır.
Liposuction şeker hastalığı, ciddi kalp yada akciğer sorunu ve dolaşım problemi olan bireylerde, yada işlem uygulanacak bölgede yakın bir geçmişte ameliyat yapılan bireyler için risk taşır.

Ameliyatın planlanması…
Estetik Cerrah ile ilk görüşmede genel sağlık durumu, yağ birikimlerinin dağılım şekli ve cildin sıkılık durumu değerlendirilir. Liposuction’a alternatif veya ek müdahaleler önerilebilir.

Ameliyata hazırlık…
Liposuction’a hazırlık aşamasında risk faktörleri incelenip, olası komplikasyonların önlenmesinde, ameliyat öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler ortaya koyulur. Bu dönemde yiyecek ve içecek, sigara, bazı vitamin ve ilaçlardan kaçınmak gibi bazı önemli uyarılarda bulunulur. Soğuk algınlığı ve herhangi bir enfeksiyon (özellikle deri ile ilgili) varlığında ameliyatın ertelenmesi gerekebilir. Diabet, kalp veya akciğer hastalıkları gibi sistemik rahatsızlıkları olanlarda ameliyat öncesi kontrollerinin yapılarak ilgili doktorların da onay ve önerilerini almaları gerekir.

Liposuction’da uygulanacak anestezi...
Liposuction ile yağ aldırma ameliyatlarında farklı anestezi tipleri kullanılabilir. Az miktarda yağ alınması yada sınırlı sayıda vücut bölgesine müdahale planlandığında, sadece işlem uygulanacak bölgelerin uyuşmasını sağlayacak “lokal anestezi” yöntemi tercih edilebilir. Bu estetik ameliyatların çoğu lokal anestezi ve sedasyon kombinasyonu altında uygulanmaktadır. Bu kombinasyon sayesinde hasta hafif bir rahatsızlık ve dokunma hissine rağmen uyanık ancak rahatlamış bir şekilde operasyonunu geçirir. Yağ alınacak bölgeler tamamen ağrı ve sızı duyusundan yoksundur. Bölgesel anestezi adı verilen yöntemler daha büyük müdahale gerektiren durumlarda uygulanabilir. “Epidural anestezi” doğum işlemlerinde sıklıkla kullanılmaktadır.

Öte yandan özellikle fazla miktarda yağ alınması planlanan durumlarda genel anestezi yöntemi tercih edilmektedir.

Liposuction…
Liposuction’da ameliyatın süresi, yağ alınacak bölgenin genişliği, alınacak yağın miktarı ve uygulanacak anestezi ve cerrahi tekniğe bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Liposuction, vücudun çeşitli bölgelerinde yerleşmiş yağ birikimlerinin alınıp vücudun bir yada daha çok bölgesinin yeniden şekillendirilmesini sağlayan bir estetik girişimdir. 4-5 mm boyunda bir cilt kesisinden girilen, kanül adı verilen ince borular yardımıyla derinin altında yerleşmiş bulunan yağ birikimlerinin vakum yardımıyla emilip dışarı alınması işlemidir. Öncesinde ilgili alanlara içinde damarların kasılarak küçülmesini sağlayan ve ayrıca o bölgenin ağrı duyusunu engelleyecek ilaçlar içeren bir sıvı verilir. Ardından kanül yağ dokusu içinde ileri geri hareket ettirilerek yağ dokusunun parçalanıp emilmesi sağlanır. Bir çok bölgeye işlem uygulanacak ise cilt kesileri mümkün olduğu kadar dikkat çekmeyecek yerlere saklanacaktır.

Yağın emilmesiyle birlikte sıvı kaybı da olacağından, şok tablosunun gelişimini önlemek amacıyla ameliyat sırasında kaybolan sıvının yerine koyulması çok önemlidir. Bu yüzden hastaların iyi bir şekilde monitörize edilip yeterli sıvı almaları ameliyatın bitiminde önemlidir.

Liposuction sırasında kanüllerin gireceği kesilere bağlı oluşan izler oldukça küçüktür ve bu kesiler vücuda bakıldığında dikkat çekmeyecek bölgelere yapılır. Bununla birlikte deri elastisitesi yetersiz olan olgularda ameliyat sonrasında deri yüzeyinde dalgalı ve pürtüklü bir görünüm, düzensizlikler, asimetrik yapılar oluşabilir. Bu düzensizlikler, sıkı el masajları veya vakumlu masaj cihazları ile giderilebilir. Ameliyat sahalarında hissizlik ve renk değişiklikleri de gözlenebilir.

Nadiren de olsa bu ameliyata ve anesteziye bağlı bir takım komplikasyonlar gelişebilir. Eğer birden fazla alan tedavi ediliyor ise veya müdahale edilen saha normalden çok büyük ise komplikasyon riski doğal olarak artacaktır. Çok fazla yağ dokusunun alınacağı ameliyatların daha az yağ dokusunun çıkarılacağı ameliyatlara göre uzun ameliyat sürelerine ihtiyaç duyacağı aşikardır.

Sistemik hastalık, ileri yaş, sigara gibi risk faktörlerinin olduğu bazı olgularda da, nadiren de olsa; enfeksiyon riskinde artış, yara iyileşmesinde gecikme, ameliyat sahasında boşaltılmayı gerektiren sıvı birikimi, yağ veya kan pıhtısı oluşması ve bunların özellikle akciğere atılmasına bağlı ölüm riski, aşırı vücut sıvısı kaybı ve buna bağlı hipovolemik şok ve ölüm riski ve istenmeyen ilaç reaksiyonları gözlenebilir. Uzman bir doktorun, risk faktörlerini ortaya koyup, gerekli kontrolleri yaptırıp, tecrübeli bir anestezi ekibi ile kaliteli bir hastanede bu ameliyatı yapması durumunda bu riskler göz ardı edilecek kadar küçüktür.

Liposuction ameliyatı sonrası...
Liposuction sonrasında kesilerden bir miktar vücut sıvısı akıntısı normaldir. Nadiren de olsa bazı hastalara akıntının fazla olması durumunda kesilere birkaç günlüğüne dren yerleştirilir. Bu işlem ameliyat sahalarında sıvı birikimini önlemek için uygulanır. Şişliklerin fazla artmaması ve derinin yeni vücut konturuna daha iyi uyum göstermesi için elastik korseler yaklaşık 3-4 hafta kullanılması gerekir. Enfeksiyondan korunmak için antibiyotik reçete edilir.

Liposuction ameliyatını hemen ardından görünümünde tam bir düzelme olmayacağı gibi bir parça rahatsızlık yaşanması da normaldir. Her ne kadar yeni tekniklerle beraber ameliyat sonrası hissedilen rahatsızlıklar azalsa da ameliyatın ardından bir parça ağrı, yanma hissi, şişlik, kanama ve hissizlik gözlenebilir. Yaşanacak ağrı için ağrı kesiciler yeterli olacaktır. Tüm bu rahatsızlıklar her gün daha da azalarak kaybolacaktır.

Normale Dönüş...

İyileşme aşamalı bir süreçtir. Liposuction’dan birkaç saat sonrasında hastanın doktorunun önerisiyle ayağa kalkması ve yürütülmesi, ameliyat sahalarında oluşacak şişliklerin hızla gerilemesi ve bacaklarda oluşması muhtemel kan pıhtılarını önleyecektir. Genellikle ameliyat gecesi hastanede geçirilir, bir sonraki gün eve gönderilir. Estetik girişimden yaklaşık bir hafta sonra hasta kendini daha iyi hissetmeye başlar ve işine geri dönebilir. Kanüller için yapılan kesilere atılan dikişler 1 hafta veya 10 gün içinde alınacaktır. Yıkanma genellikle bu dönemden itibaren mümkün olacaktır.

Zorlayıcı fiziksel aktivitelerden yaklaşık 1 ay kaçınılmalıdır. Her ne kadar birçok morluk ve şişlik 3 hafta içinde kaybolsa da, bazı şişlikler yaklaşık 6 ay devam edebilmektedir.

Yeni görünüm...

Ameliyattan sonra özellikle şişliklerin ve morlukların kaybolmaya başlamasının ardından vücut şeklindeki değişiklik fark edilebilir. Bununla birlikte asıl görünümün oturmaya başlaması için 4-6 hafta beklemek gerekebilir. Yaklaşık 3 ay sonra arta kalan hafif şişlikler de gerileyecek ve finalde elde edilen görünüme kavuşulur.

Eğer adayın beklentileri ve estetik cerrahın sundukları gerçekçi olursa liposuction’dan elde edilen sonuçlar kişiyi oldukça mutlu edecektir. Bu ameliyat zayıflatma ameliyatı değil, vücut konturunu düzeltme ameliyatıdır. Liposuction sonrasında kilo alınması halinde vücut artık orantılı bir şekilde yağ depolayacağı için eski bölgesel fazlalıklar oluşmayacaktır. Sağlıklı bir diyet programı uygulanırsa da elde edilen estetik sonucu çok uzun zaman korunabilir.

9 Şubat 2008 Cumartesi

Göz Kapağı Estetiği

Göz Kapağı ve Göz Altı Torbaları Estetiği, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Göz kapağı estetiği (blepharoplasty) üst ve alt göz kapağının torbalanmasının giderildiği bir estetik cerrahi işlemdir. Bireyi yaşlı ve olduğundan daha yorgun gösteren, hatta görme alanını etkileyebilen sarkmış üst kapağı ve torbalanma yapan alt kapağı estetik müdahale ile düzeltilir.

Göz kapağı estetiği için en uygun adaylar…
Göz kapağı estetiği için en uygun kişiler fiziksel sağlığı yerinde, ruhsal açıdan stabil ve gerçekçi beklentileri olan ve genellikle 35 yaşını geçmiş kadın ve erkeklerdir. Ancak ailesel özellik olarak sarkık ve torbalanmış alt kapaklara sahip olan kişiler de daha erken yaşlarda bu estetik ameliyat için aday olabilirler.

Hipotiroidizm ve Graves Hastalığı gibi tiroid problemleri, kuru göz yada yetersiz göz yaşı varlığı, yüksek tansiyon ve diğer dolaşım sistemi problemleri, şeker hastalığı ve kalp-damar hastalıkları gibi bir takım tıbbi durumlar göz kapağı estetiğini riskli hale getirebilir. Retina ayrılması yada glokom hastalığı da dikkat gerektirir ve göz doktorunun bu ameliyat öncesi kontrolü önerilir.

Tüm ameliyatlar bazı belirsizlikler ve riskler taşır…
Göz kapağı estetiği sonrası komplikasyonlar çok nadiren ortaya çıkar ve genelde küçük sorunlardır. Ancak yine de enfeksiyon yada anesteziye karşı reaksiyon gibi problemlerin görülme olasılıkları göz ardı edilmemelidir.

Göz kapağı estetiği sonrası birkaç gün sürebilen geçici çift yada bulanık görme şikayeti, göz kapağı köşelerinde şişlikler ve iyileşme aşamasında hafif asimetriler gibi komplikasyonlar genellikle hastayı çok rahatsız etmezler.

Bu estetik müdahale sonrası bazı hastalarda birkaç gün için uyku sırasında gözleri kapatmada güçlük görülebilir, ancak çok nadir durumlarda bu durum kalıcı hale gelebilir. Bir başka son derece nadir komplikasyon da ektropion denen ve alt kapağın aşağı doğru çekilmesiyle sonuçlanan durumdur ve ek bir cerrahi tedavi gerektirebilir.

Ameliyatın planlanması…
İlk muayene sırasında dört kapağın durumu değerlendirilir. Adayın beklentileri, mevcut tıbbi durumu, ilaç ve sigara kullanımı sorgulanır. Ameliyat öncesinde yapılacak olan tetkikler, konsültasyonlar planlanır. Göz kapaklarındaki kas gevşekliği, deri fazlalığı ve yağ torbaları incelenerek alınarak estetik ameliyatın planı yapılır.

Sigara gibi bazı maddelerin, bazı gıdaların ve ilaçların alımının önerilen süreçte kesilmesi iyileşmeyi olumlu etkileyecektir.

Göz kapağı estetiğinde uygulanacak anestezi...
Göz kapağı estetiği genellikle lokal anestezi ve sedasyon kombinasyonu altında uygulanabilir. Bu kombinasyon sayesinde hafif bir rahatsızlık ve dokunma hissine rağmen uyanık, rahatlamış bir şekilde, fakat cerrahi alanı uyuşturularak tamamen acı duyusundan uzak bir şekilde ameliyat yapılır.

Estetik cerrahın yada adayın isteği doğrultusunda ameliyat, işlem sırasında tamamen uyumayı sağlayan genel anestezi altında da yapılabilir

Göz kapağı estetiği…
Göz kapağı estetiği, ameliyatın büyüklüğüne bağlı olarak genellikle 1 ila 3 saat kadar sürer. Üst kapağın doğal kıvrımdan ve alt kapağın kirpiklerinin hemen altından olmak üzere deri kesileri (insizyon) gerçekleştirilir. Bu kesiler göz kapağının dış köşesindeki kaz ayaklarına kadar uzatılabilir. Bu kesilerden girilerek deri dokusunu alttaki kas dokusundan ayrılır. Kaslardaki gevşekliğe ve torbalara yönelik müdahale yapılır. Fazlalaşmış deri çıkartılır. Kesiler ameliyat bitiminde ince estetik dikişler yardımıyla kapatılır.

Ameliyat sonrası…
Ameliyat bitiminde dikişler ince bir pansumanla kapatılır. Göz kapağında hafif bir gerginlik hissi ve anestezinin etkisi geçince ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınan bir sızlama hissi olması normaldir. Bu oluşabilecek sızılara karşı ağrı kesici ilaç, gözlerin kurumaması için suni göz yaşı veya göz merhemleri önerilebilir. Şişliklerin ve morlukların gerilemesi amacıyla birkaç gün boyunca baş yüksekte yatmak ve soğuk kompres yapılması gereken uygulamalardır. Morarmaların şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir ancak genellikle 2. günde en yoğun seviyeye ulaşıp 10-14 gün içinde tamamen ortadan kalkarlar.

İlk birkaç hafta boyunca aşırı göz yaşı salgılanması, ışığa duyarlılık ve çift ya da bulanık görme gibi geçici değişimlerin olması muhtemeldir. Dikişler genelde 7. günde alınır, kapağın şişliğinin
büyük bir kısmı takip eden 10 gün içinde geçer.

Yeni görünüm…
İyileşme zaman gerektiren bir durumdur ve dikiş izleri gizli yerlerde olsa da ilk aylarda hafif kızarık olabilir. Zamanla izler incelecek ve dikkatle bakılmadıkça fark edilmeyecek bir çizgi haline gelir.

Hasta göz kapağı estetiğinden 2-3 hafta sonra eskisinden daha genç ve dinlenmiş bir bakışa sahip olur. Ameliyatın pozitif sonuçları; zamanı dikkat çekecek kadar geriye alarak kişiye güven ve mutluluk verecektir.

8 Şubat 2008 Cuma

Kepçe Kulak Estetiği

Kepçe Kulak Estetiği, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Kepçe kulak estetiği ya da otoplasti işlemi, halk arasında kepçe veya yelken kulak olarak adlandırılan şekil bozukluğunu gidermek için kafaya yaklaştırmak ya da küçültülmesi amacıyla uygulanan bir estetik ameliyattır.

Genellikle bu estetik ameliyat 6 ila 14 arasındaki çocuklarda uygulanmaktadır. Kulak gelişiminin büyük bir kısmı 6 yaş civarında tamamlanır. Çocuk ne kadar erken ameliyat edilirse çevre tarafından alaya alınma ve dolayısıyla çocuğun psikolojik olarak rahatsız olması engellenmiş olacaktır.

Tüm ameliyatlar bazı belirsizlikler ve riskler taşır…
Kaliteli bir estetik cerrah tarafından yapılan kulak estetiği ameliyatı sonrası komplikasyonlar çok nadiren ortaya çıkar ve de kolaylıkla halledilebilecek niteliktedirler. Ancak her cerrahide olduğu gibi bu ameliyatlara özel problemlerin ortaya çıkma ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Çok az hastada ameliyat sahasında kan birikme ihtimali mevcuttur. Kendiliğinden kaybolabileceği gibi estetik cerrah tarafından küçük bir iğne ucu yardımıyla ortadan kaldırılabilir.

Son derece nadir olarak kulak kıkırdağının mikrop kapması sebebiyle enfeksiyon oluşumu görülebilir. Bu tip enfeksiyonlar genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir, ancak bazen cerrahi müdahale gerekebilir.

Ameliyatın planlanması…
Estetik cerrahların çoğu ebeveynlere çocuklarının kepçe kulak problemi konusunda uyanık olmaları ve çocuğun kendisi ameliyat olmayı isteyene kadar ameliyat için baskı yapamamaları konusunda tavsiye de bulunmaktadır. Kulaklarından rahatsız olan ve ameliyat olmayı isteyen çocukların çoğu ameliyat sırasında şaşırtıcı derece de daha uyumlu olmakta ve sonuçtan memnun olmaktadırlar.

İlk görüşmede çocuğun veya ameliyat olmak isteyen erişkin durumu incelenir ve en uygun cerrahi teknik saptanır. Öncesi, ameliyat ve sonrası hakkında bilgi verilir.

Kepçe kulak estetiği ameliyatında uygulanacak anestezi...
Eğer çocuk küçük yaşta ise estetik müdahale, tamamen uyumasını sağlayan genel anestezi altında yapılmasını önerilir. Daha büyük çocuklar ve erişkinler de ise müdahale lokal anestezi ve sedasyon kombinasyonu altında uygulanabilir. Bu kombinasyon sayesinde hafif bir rahatsızlık ve dokunma hissine rağmen kişi uyanık ancak rahatlamış olur ve kulak bölgesi tamamen ağrı ve sızı duyusundan yoksun olmaktadır.

Kepçe kulak estetiği …
Kepçe kulak estetiği ameliyatı genellikle 2 saat kadar sürse de karmaşık işlemler gerektiren ameliyatlarda bu süre artabilir. Kullanılacak teknik ise şekil bozukluğunun durumuna bağlıdır.
En sık uygulanan teknikte, kepçe kulak arka derisine kıkırdaklarını ortaya koyacak şeklide bir cilt kesisi (insizyon) uygulanır. Daha sonra kıkırdak dokuya gerekli açılanmalar ve yükseklikler verildikten sonra geriye doğru bükülür. Kulağın yeni şeklini korumasını sağlamak amacıyla kalıcı dikişler kullanılabilir.

Kepçe kulak estetiği sonrası…
Vakaların çoğunda kepçe kulak estetiği sonrası belli belirsiz bir iz kalmakta, ancak bu iz giderek soluklaşıp zaman içinde kulağın arkasında hiç görülmeyecek hale gelmektedir. Bazı durumlarda tek kulağın kepçe olmasına rağmen daha iyi simetri sağlanması amacıyla her iki kulağa estetik girişim gerekmektedir.

Normale Dönüş…
Erişkin ve çocuklar genellikle ameliyattan birkaç saat sonra ayağa kalksalar da, genel anestezinin etkilerinin tamamen ortadan kalkmasını beklemek amacıyla çocuğun hastanede bir gece kalması istenebilir.

Kepçe kulak estetiğinin hemen sonrasında kulağın daha iyi şekillenmesi ve şişliklerin engellenmesi amacıyla bandaj uygulanır. Kulaklarda estetik ameliyat sonrası birkaç günde sonlanan hafif bir kaşıntı ve ağrı hissi olması normaldir ve rahatlıkla ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Birinci haftanın sonunda kalın kafa bandajı çıkartılıp sporcu bandına benzeyen daha hafif ve yumuşak baş sargıları kullanılabilir. Bu bandajın kullanım süresi de mevcut sorunun ve ameliyatın durumuna göre 2-3 hafta kadardır.

Dikişler genellikle 7-10 gün içinde alınacak yada kendiliğinden eriyecektir.
Kulağın öne doğru bükülmesine neden olacak her hareket ve aktiviteden birkaç ay boyunca mutlaka kaçınmak gerekmektedir. Çocuklar oyun oynarken dikkat etmeleri koşuluyla ameliyattan 1 hafta sonra okula dönebilirler.

Diğer kulak problemleri...
Kepçe kulaktan başka, estetik cerrahi yöntemleri ile düzeltilebilecek bir çok kulak problemi mevcuttur. Hatta doğuştan olmayan yada travma sonrası kaybedilmiş kulaklar bile yeniden yapabilmektedir.

30 Ocak 2008 Çarşamba

Karın Germe Ameliyatı - Abdominoplasti

Karın Germe Estetiği - Abdominoplasti, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Karın germe ameliyatı (abdominoplasti, tummy tuck), genellikle karın bölgesinin gebelik ve aşırı kilo alıp verme sonrası sarkmasıyla meydana gelen fazla deri ve derialtı dokunun, karın orta ve alt kısmından çıkarılması, ve karın duvarı kaslarının sıkılaştırılmasını içeren cerrahi bir girişimdir. Bu girişim karın bölgesinin sarkık olan görünümünü dramatik bir şekilde düzeltmektedir. Bununla birlikte germe ameliyatı hastanın karın alt kesiminde kişiden kişiye değişen kalıcı bir iz bırakmaktadır.

Karın germe ameliyatı için en uygun adaylar...
Karın germe ameliyatı için en uygun adaylar, göreceli olarak iyi bir vücut ölçüsüne sahip olan, ancak diyet veya egzersiz ile gideremedikleri fazlalık karın yağ dokusuna ve gevşek karın derisine sahip kadın ve erkeklerdir. Karın germe ameliyatı özellikle hamilelik sonrası karın bölgesinde toparlanmayan bir sarkma meydana gelen kadınların karın kaslarını sıkılaştıran ve deriyi gerginleştirerek normale dönmesine yardımcı olan bir müdahaledir. Bu ameliyat deri elastikiyeti genellikle şişmanlığa bağlı kaybolmuş yaşlı kişilerin karın görünümlerini düzeltmede de özellikle önerilmektedir.
Karın germe ameliyatı diyet yaparak fazla miktarda kilo kaybetmeyi düşünen hastalarda ertelenmelidir. Gebe kalmayı planlayan adaylarda, ameliyat ile gerginleştirilen karın kaslarının hamilelikle beraber tekrar gevşeyebileceği için daha sonraki bir döneme ertelenebilir.
Karın germe ameliyatı bireyin karın görünümünü değiştirerek kendine güvenini arttıracaktır.

Tüm cerrahi girişimler bazı belirsizlikler ve riskler taşımaktadır...
Her yıl yüzlerce karın germe ameliyatı başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu ameliyat vücudun şekillendirilmesi konusunda deneyime sahip bir estetik cerrahın elinde çok iyi sonuçlar vermektedir. Bununla birlikte tüm cerrahi girişimlerde görülebilen anesteziye ait riskler ve bu ameliyatla ilgili özel riskler bulunmaktadır.
Bu ameliyat sonrasında görülebilecek özel riskler arasında yara yeri enfeksiyonu, ameliyat sahasında kan veya vücut sıvısı birikimi, kan pıhtı atması ve kötü yara iyileşmesi sayılabilir. Tüm bu komplikasyonlar düşük oranda görülsede...
Yara yeri enfeksiyonu drenaj ve antibiyotik kullanımı ile giderilebilmektedir, fakat bu durum hastanede kalış süresini ve bunlara bağlı tedavi masraflarını arttırmaktadır.
Ameliyat sahasında kan veya vücut sıvısı birikimi ameliyatta genellikle yerleştirilen drenler nedeniyle nadiren görülmekte ise de gerçekleştiğinde gerektiğinde ikinci bir müdahale ile giderilmektedir.
Kan pıhtısı atma durumu özellikle yaşlı hastalarda akılda tutulması gereken, yaşamı riske atabilecek ve her ameliyat sonrası görülebilecek bir komplikasyondur. Bu risk de genellikle ameliyat sonrası hastayı erkenden ayağa kaldırıp yürüterek giderilmektedir.
Kötü yara iyileşmesi genellikle belirgin izlerin oluşması ile sonuçlanmaktadır. Bu durum bazen bu kötü izleri gidermeye yönelik ikinci bir müdahaleyi düşündürebilmektedir. Sigara içen kişilerde ve yara iyileşmesini bozan sistemik hastalığı olanlarda (örn şeker hastalığı gibi) kötü yara iyileşme riski içmeyenlere oranla daha sık olup, bu nedenle ameliyat planlandığında sigaranın bırakılması ve mevcut hastalıkla ilgili kontrollerin yapılması önerilmektedir.

Ameliyatın planlanması...
İlk muayenede adayın sağlığı, karın bölgesindeki fazlalık yağ depolanmasını ve deri kalitesi değerlendirilir, sigara kullanıp kullanmadığı, herhangi bir ilaç veya tedavi alıp almadığı mutlaka sorgulanır. Aday bu dönemde ameliyattan beklentilerini açıkca bildirmeli, cerrah ta yapılacak müdahale ve alternatif yöntemler hakkında detaylı bilgi vermelidir. Örneğin sadece göbek altı alandaki fazlalık yağ depolanmasının mini karın germe gibi daha az kompleks bir girişim ile giderilebileceği veya klasik ve mini karın germe ile beraber liposuction (yağ çekme) işleminin uygulanması ile kalçadaki yağ depolanmasını da giderilebileceği, böylece daha iyi bir vücut konturu elde edilebileceği anlatılabilir. Yine bu sırada ameliyatta kullanılacak anestezi, yapılacağı hastane ve maliyeti anlatılır. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu ameliyat sosyal güvence kapsamı dışında tutulmaktadır.
Ameliyata hazırlık...
Ameliyat öncesi yeme-içme alışkanlığından, sigara kullanımına ve kaçınılacak ilaçlara kadar birçok öneride bulunulur.
· Sigara içen bir kişi ise ameliyattan en azından bir iki hafta öncesinden sigara içimini kesmeli, ve ameliyattan iki hafta sonrasına kadar kullanmamalıdır.
· Ameliyat öncesi aşırı güneşlenilmemeli (özellikle karın bölgesi), katı bir diyete başlanılmamalıdır, çünkü her ikisi de iyileşme kabiliyetini olumsuz etkileyecektir.
· Eğer soğuk algınlığı veya başka bir enfeksiyon durumu da söz konusu olursa bu durumda ameliyat ertelenecektir.

Ameliyat...
Ülkemizde karın germe ameliyatları genellikle genel anestezi altında yapılmaktadır. Bu tercihte tüm ameliyat boyunca uyunur. Uygun durumlarda sırttan iğne ile uyuşturularak ve uyanık olarak da ameliyat yapılabilir.
Klasik karın germe ameliyatı yapılan işin büyüklüğüne bağlı olarak genellikle 2-3 saat arasında sürmektedir. Mini karın germe ameliyatı ise 1-2 saat arasında sürmektedir.
Klasik karın germe ameliyatında genellikle bir kalça kemiğinden diğerine ulaşan kasık üstü kesi ile girişime başlanır. Bu uzatılmış bir sezeryan kesisi olarak öngörülebilir. Göbek deliği, çevresine yapılan kesilerle serbestleştirildikten sonra kasıktan başlayan kesi göbek deliği hizasında ikinci bir kesi ile birleştirilerek aradaki fazlalık deri ve deri altı yağ dokusunu karın kaslarının üzerinden tamamen çıkartılır. Ardından karın duvarındaki ve kaslardaki gevşeklikler uygulanan dikişlerle sıkılaştırılır ve bel inceltilir. Bunun ardından göbek deliği üzerindeki deri ve deri altı dokular, kaburgalara kadar altındaki yapılardan ayrılıp daha önce yapılan kasık üstü kesi ile birleştirilir. Bu işlem sırasında göbek deliği korunmakta ancak yeri değiştirilmektedir. Ameliyat sahasında kan veya vücut sıvısı birikimini önlemek için drenler yerleştirildikten sonra tüm kesiler dikilmekte pansumanları yapılıp ameliyat sonlandırılmaktadır.
Mini karın germe ameliyatında ise yine kasık üstünde ancak daha küçük bir kesi ile işlem yapılmaktadır. Bunda tüm işlem kasık üstü ile göbek arasında yapılmaktadır. Bunda göbek deliğine dokunulmamakta, ancak karın gerginleştirilip dikişler atıldıktan sonra göbek deliği kısmen aşağı çekilmiş bir görünüme kavuşmaktadır.

Karın germe ameliyatı sonrası..
Karın germe ameliyatından sonraki ilk birkaç günde karın bölgesi şiş olacaktır. Ayrıca ilaç alımı ile giderilebilen ağrı ve rahatsızlık duyulması da normaldir. Ameliyat sırasında yerleştirilen drenler genellikle 3.-5. günlerde çıkarılmaktadır. Uygulanan cerrahi girişime bağlı olarak hastanede bir, nadiren de birkaç gün kalınır.
Başlangıçta dik durmada zorluk yaşansa da erken dönemde yürüme başlatılacaktır. Dikişlerin alımı, pansumanlar, yıkanma ve korse kullanımı hastanın durumuna ve cerrahın ameliyattaki tercihlerine bağlıdır, ve ameliyat sonrası dönemde planlanacaktır.

Normale dönüş...
Karın germe ameliyatı sonrasında tekrar eski aktivitelere dönüş birkaç hafta alabilir. Hastanın fiziksel durumu iyi ve güçlü karın kaslarına sahip ise bu süreç daha da kısa sürer. Egzersiz yapılması iyileşme sürecini olumlu etkileyecek, oluşan şişliğin azalmasına, kan pıhtısı atma riskinin düşmesine ve karın kas tonusunun kazanılmasına yardımcı olacaktır. Ancak özellikle karın kaslarını zorlayacak sıkı egzersiz programları; bunların rahatlıkla yapabileceği döneme kadar ertelenir.
Karın germe ameliyatına bağlı gelişen izler ilk 3-6 ay boyunca kızarık bir görünüm sergileyecek ama zamanla solarak daha az belirgin hale gelecektir. Bununla birlikte bu izler her zaman iç çamaşırı ve bikini altında kaldığı için hastaları olumsuz yönde etkilememektedir.

Yeni görünüm...
Karın germe ameliyatı; mini veya klasik yöntemle olsun, fazlalık karın yağ dokusu ve gevşek karın kasları bulunan kişilerde diyet ve egzersizle desteklendiğinde uzun süren dramatik bir düzelme sağlamakta, toplumda kendine güveni artan bireylerin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Eğer adayın gerçekçi beklentileri varsa, kalıcı bir ize ve uzun bir iyileşme perioduna kendini hazırlarsa karın germe ameliyatı onun için en mükemmel cevabı verecek yöntemdir.

23 Ocak 2008 Çarşamba

Göğüs Küçültme Ameliyatı

Göğüs Küçültme Ameliyatı, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Büyük ve sarkık göğüslere sahip kadınlar, estetik sorundan ayrı vücutlarının ön kısmındaki bu ağır dokular nedeniyle oluşan sırt ve boyun ağrıları, deri tahrişleri, kemiklerde aşınma ve solunum problemleri ile karşılaşabilirler. Ayrıca sütyen askıları omuzlarda bu ağırlıktan kaynaklanan çentikler oluşturabilmektedir.

Göğüs küçültme estetiği tıpta redüksiyon mammoplastisi olarak adlandırılır. Bu estetik prosedür, fazla olan yağ, deri ve meme dokularının çıkarılarak göğüse daha küçük, hafif, estetik ve dolgun bir görünüm kazandırılması işlemidir. Aynı zamanda bu ameliyatta meme başı çevresindeki koyu alan olan aerolada da küçültme sağlanır.

Göğüs küçültme ameliyatı için en uygun adaylar...
Göğüs küçültme ameliyatı estetik nedenlerden ayrı fiziksel rahatsızlıklardan kurtulma amacı ile yapılmaktadır. Çoğu kadın bu ameliyatı , büyük ve sarkık meme dokularının onların fiziksel aktivitelerini kısıtlayarak rahatsız etmesi nedeniyle istemektedir.
Göğüs küçültme ameliyatı fiziksel rahatsızlık oluşturduğu taktirde çok erken yaşlarda da (17-18) yapılabilir; bununla birlikte genel yaklaşım göğüs tam olarak gelişmeden küçültmenin uygulanmaması şeklindedir. Bu nedenle estetik küçültme ameliyatı için en uygun adaylar göğüs dokuları tam olarak gelişmiş, prosedürün mantığını anlamış ve gerçekçi beklentileri olan kişilerdir. Göğüs küçültme estetiği daha sonraki dönemde hamile kalıp emzirmeyi düşünen kadınlara önerilmemektedir, çünkü süt verecek bezlerin de bir kısmı çıkartılacak ve süt miktarı azalacaktır.

Göğüs küçültme ameliyatı basit bir girişim değildir, fakat iyi bir estetik cerrahın elinde oldukça güvenilir bir ameliyattır. Yine de tüm cerrahi girişimlerde olduğu gibi göğüs küçültme ameliyatında da bir takım komplikasyonların, kanama, enfeksiyon veya anestezi komplikasyonlarının görülme ihtimali vardır. İleri yaşlı, sigara içen ve yara iyileşme problemleri olan bazı hastalarda ameliyat sonrası meme başı çevresinde yaralar çıkabilmekte, ancak bunlar antibiyotikli pomadların kullanımı ile tedavi edilebilmektedir. Estetik göğüs küçültme ameliyatı kalıcı izler oluştursa da bunlar genellikle sütyen ve deniz kıyafetlerinin altında kaldığı için hastaları çok fazla rahatsız etmemektedir.

Bazı hastalarda ise estetik göğüs küçültme sonrasında meme başında veya tüm meme dokusunda his kaybı görülebilir. Çok ender de olsa bazen meme başı ve aerolayı besleyen damarlar zedelenebilir, bu da meme başı ve aerolanın ölümü ile sonuçlanabilir. Böylesine olumsuz bir komplikasyon görülse bile rekonstrüktif cerrahi teknikleri ile meme başı ve aerola yeniden oluşturabilir.

Ameliyatın planlanması ...
Her hasta ve her estetik cerrah tercih edilen göğüs boyutu ve görünümü konusunda farklı düşüncelere sahip olabileceğinden ilk muayenede aday beklentileri konusunda açıkça konuşmalı, ve cerrahının önerilerini dikkatle dinlemeli, eski hasta fotoğrafları üzerinden elde edilebilecek sonuçlar hakkında gerçekçi beklentilere kavuşmalıdır. Estetik cerrah adayın yaşına, cildinin durumuna ve göğüslerinin boyut ve görünümüne bağlı olarak ameliyatına etkili olabilecek durumlar hakkında da konuşacak, uygulayacağı göğüs küçültme ameliyatını detaylı olarak anlatacak, risklerini belirtecek ve ameliyata bağlı kalacak izlerden haberdar edecektir. Aynı zamanda ameliyat sırasında tercih ettiği anestezi tipini, ameliyat ve hastane giderlerini olacağını anlatacaktır.

Ameliyat hazırlığı...
Göğüs küçültme ameliyatı öncesi mammografi (meme filmi) istenebilir. Aynı zamanda ameliyat öncesi yeme-içme alışkanlığından, sigara kullanımına ve kaçınılacak ilaçlara kadar birçok öneride bulunulur.

Kullanılacak anestezi tipi ...
Göğüs küçültme ameliyatlarında genellikle genel anestezi tercih edilir. Bu tercihte tüm ameliyat boyunca uyunur. Uygun durumlarda sırttan iğne ile uyuşturularak ve uyanık olarak da ameliyat yapılabilir.

Estetik göğüs küçültme ameliyatı...
Estetik göğüs küçültme ameliyatlarında birçok teknik kullanılsa da sıklıkla tercih edileni çapa benzeri kesi ile yapılanıdır. Bunda kesiler aerola çevresinden başlayıp aşağı doğru inerek meme altı kıvrımın her iki ucuna kadar uzanmaktadır. Fazla olan göğüs dokusu, yağ dokusu ve deriyi çıkarılıp meme başı ve aerola'yı üst taraftaki yeni yerine taşınır. Ardından göğüsün her iki tarafındaki deri yeni konumundaki aerola altına taşınarak göğüse yeni estetik şekli verilir. Eğer koltuk altına doğru uzanan fazlalık yağ dokusu varsa liposuction (yağ emme) yöntemi ile alınabilir.

Birçok olguda meme başının damarları ve sinirleri korunmaktadır. Bununla birlikte eğer göğüsler çok büyük ve sarkık ise meme başı ve aerola ameliyatta tamamen çıkarılıp göğüse yeni şekil verildikten sonra deri aşısı şeklinde istenilen yere aktarılarak küçültme tamamlanmaktadır. (bu tercihte meme başı ve aerola da his kaybının olması kaçınılmazdır)
Estetik gizli dikişler genellikle aerola çevresi, bunun altında aşağı doğru uzanan çizgi boyunca ve tüm meme altı kıvrımda bulunur.

Ameliyatın sonrası...
Göğüs küçültme ameliyatı bitiminde pansumanların üzerinden elastik bandaj ile sarılacaktır. Ameliyat sahasında kan veya vücut sıvısı birikmesin diye yerleştirilmiş olan drenler birkaç gün yerleşik olarak kalacaktır.

Birkaç gün ağrı kesicilerle kontrol edilebilen ağrılar duyulması, dolaşma sırasında ve öksürme durumunda bir hafta kadar süren rahatsızlık hissedilmesi normaldir.
Elastik bandajlar birkaç gün sonra çıkarılacak ve onların yerine şişlik ve morluklar kaybolana kadar birkaç hafta estetik cerrahın önereceği destekleyici meme korseleri kullanmaya başlanır. Dikişler bir ile üç hafta içinde tamamen alınır.

Birkaç ay boyunca rastgele olan ve batma tarzında ağrılar hissedilmesi, şişliğe bağlı meme başı ve aerolada bir dönem uyuşukluk hissedilmesi de normaldir. Bunlar genellikle şişliğin kaybolması ile yaklaşık 6 hafta içinde normale döner.

Normale dönüş...
Her ne kadar ameliyattan sonraki gün ayağa kalkmak mümkün olsa da, göğüslerde ağrı olabileceği için ağır nesneleri kaldırmaktan veya itmekten birkaç hafta kaçınmak gerekir. Kesi hattı boyunca hafif sızıntıların olması veya kabuklanmaların görülmesi normaldir. Genelde birçok kadın 2 hafta sonra işlerine ve sosyal aktivitelerine geri dönmektedir. Aynı zamanda birkaç hafta cinsel ilişkiden de uzak durmak gerekir. Çünkü cinsel uyarılar, dikiş hattı boyunca şişmeye ve göğüste ağrı duyulmasına neden olabilir. Yaklaşık altı hafta boyunca da göğüslere sert temastan kaçınılmalıdır.

Yeni görünüm...
Bu arzulanan estetik görünüm için göğüs küçültme ameliyatından sonra belli bir zamana ihtiyaç olduğu akıldan çıkarmamalı ve sabırlı olunmalıdır. Birkaç hafta sonra şişliklerin ve morlukların çoğu kaybolacaktır. 6 ay veya 1 sene içinde göğüsler yeni şekillerini tam olarak almış olacaktır. Bununla birlikte yerçekiminin, hormonal yapının, kilo değişimlerinin veya daha sonraki bir hamileliğe bağlı bir miktar sarkmanın olması da kaçınılmazdır.

Tüm estetik cerrahi girişimlerinde olduğu gibi göğüs küçültme ameliyatı da vücut görünümünde hızlı bir değişim yaratmaktadır. Bu ameliyatı takiben hasta fiziksel rahatsızlıklarından kurtulduğu gibi, vücut şeklini daha fazla beğenecek ve kıyafetleri içinde kendini daha güzel hissedecektir.

Op.Dr. Cenk Tokat

11 Ocak 2008 Cuma

Göğüs Büyütme Ameliyatı (Silikon protez ile)

Göğüs Büyütme Ameliyatı, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Augmentasyon mammoplasti olarak bilinen göğüs büyütme ameliyatı kadın göğüsünü boyut ve şekil olarak büyütmek için uygulanan estetik cerrahi bir girişimdir. Göğüs bölgesine yerleştirilen silikon meme protezleri ile göğüs çevresi ölçümleri bir veya birkaç sütyen ölçüsü şeklinde arttırabilir. Bu estetik ameliyat aşağıdaki durumlarda uygulanabilir;
-Göğüslerini küçük bulan kadınlarda estetik nedenlerden dolayı,
-Hamilelik sonrası küçülen göğüs boyutunu düzeltmek için,
-Farklı boyutlardaki göğüslerin simetrisini sağlamak için,
-Meme kanseri cerrahisinden sonra meme rekonstrüksiyonu amacıyla.

Göğüs büyütme ameliyatı için en uygun adaylar...

Göğüs büyütme ameliyatı görünümünde değişime neden olup, bireyin kendine olan güvenini arttıracaktır. Eğer birey fiziksel olarak sağlıklı ve beklentileri konusunda gerçekçi ise; bu estetik göğüs büyütme ameliyatı için iyi bir adaydır.

Göğüs büyütme ameliyatında kullanılabilen meme protezlerinin tipleri...
Piyasada FDA (Food and Drug Administration) onaylı silikon jel ve serum fizyolojik solusyonu ile dolu olan silikon kaplı meme protezleri bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda delinip de vücuda yayılmadığı sürece silikon dolu meme protezlerinin vücuda olumsuz bir etki yarattıkları henüz ispatlanmış değildir.
Tüm cerrahi girişimler birtakım belirsizlikler ve riskler taşır...

Göğüs büyütme ameliyatı göreceli olarak basit ve güvenilir bir girişim olsa da her cerrahi girişimde olduğu gibi, cerrahi risklerin ve bu estetik ameliyata has özel komplikasyonların görülme olasılığı vardır.

Komplikasyonların arasında en sık görüleni yerleştirilen meme protezinin çevresinde gelişen kapsülün kontraksiyonudur (kasılması). Bu genellikle her meme protezi uygulamasında meydana gelen kapsülün bazı olgularda aşırı katılaşarak yerleştirilen meme protezini sıkıştırması ile ortaya çıkar. Normal koşullarda düzenli olarak uygulanan masajlarla oluşumu engellenmektedir. Oluşması durumunda meme protezi yumuşak formunu kaybederek çok sert bir yapıya dönüşür ve üstündeki deriyi de kendine çektiği için göğüste şekil bozukluğu oluşturur. Kapsüler kontraktür bir kaç yolla tedavi edilebildiği gibi bazı olgularda meme protezinin çıkarılarak, göğüs içindeki kapsülün temizlenip protezin tekrar yerine konulmasını gerektiren ikinci bir ameliyata ihtiyaç duyulabilir.

Her cerrahi girişimden sonra ameliyat sahasında bir miktar kan sızıntısı normaldir. Ancak göğüs büyütme estetiğini takiben aşırı kan sızıntısı, ameliyat sahasında kan birikimine ve buna bağlı şişlik ile ağrıya neden olabilir. Bu durum hastanın dayanamayacağı kadar fazla olduğunda kanamanın kontrol edilmesi ve biriken kanın boşaltılması için ayrı bir ameliyata gereksinim duyulabilir.

Nadiren de olsa bazı hastalarda yerleştirilen meme protezi çevresinde enfeksiyon gelişebilir. Bu herhangi bir zamanda oluşabilse de genellikle göğüs büyütme ameliyatını izleyen ilk hafta içinde görülmektedir. Tıbbi tedavi ile kontrol edilemeyen bazı olgularda meme protezinin çıkarılıp enfeksiyon geriledikten sonra yeni bir protezin yerleştirilmesini gerekli kılabilir.

Bazı hastalarda ise göğüs büyütme ameliyatını takiben meme başında aşırı hassasiyet, meme başında his azalması ve hissin tamamen kaybının da görüldüğü bildirilmiştir. Estetik göğüs büyütme ameliyatından sonra kesilerin yakınlarında bir dönem his kaybının olması normaldir. Bu bulgu genellikle zamanla kaybolmakta ise de bazı kadınlarda kalıcı olabilir.

Meme protezlerinin üreme, hamilelik ve süt vermeyi etkilediğine yönelik herhangi bir kanıt yoktur. Bazı olgularda ise göğüs büyütme ameliyatını takiben birkaç gün boyunca süt salgısının olduğu gözlenmiştir.

Meme protezi delinip, içindeki materyal göğüs içine sızabilir. Delinme genellikle dışarıdan olan çok şiddetli bir travma veya darbe nedeniyle olmaktadır. Bu durumda tuzlu su ile dolu olan silikon meme protezleri birkaç saatte boşalacak ve bu steril tuzlu suyu vücut absorbe edecektir. Eğer delinen silikon jel ile dolu olan bir meme protezi ise bu durumda iki durum söz konusu olabilir. Bunlardan ilkinde silikon kılıf delinse de meme protezinin çevresinde oluşan kapsül zarar görmemiş ise göğüste herhangi bir değişim görülmeyebilir. Ancak silikon kılıfla beraber kapsül de zedelenmiş ise, dışarıdan olan basınca bağlı olarak meme protezinin içindeki silikon jel çevredeki meme dokularına yayılacaktır. Bu durumda jel göğüs içinde birikebilir, ve çevresinde yeni bir kapsül oluşturur. Ya da vücudun diğer bir bölgesine yayılabilir. Bu durumlarda göğüsün şeklinde ve yapısında değişiklikler olacaktır. Her iki tür delinme tipinde de delinen meme protezinin çıkarılıp, çevrede oluşan hasarın temizlenerek yeni bir meme protezinin yerleştirilmesini gerektiren bir ameliyat yapılmalıdır. Günümüzde kullanılan yeni nesil cohesive gel içerikli protezlerle bu sızma sorunu neredeyse ortadan kalkmıştır.

Bazı kadınlarda meme protezi kullanımı ile otoimmun bağ dokusu hastalıklarına benzeyen belirtiler oluştuğu gözlemiştir. Bu belirtiler arasında eklem ağrısı ve şişliği, ateş, yorgunluk ve göğüs ağrısı sayılabilir. Ancak yapılan araştırmalarda meme protezi kullanımı ile otoimmun hastalıklar arasında kesin bir bağ olduğunu kanıtlanamamıştır.

Bununla birlikte meme protezi kullanımı ile göğüs kanseri oluştuğuna yönelik hiçbir kanıt yoktur.

Meme protezi yerleştirilen birçok kadında bu riskler oldukça az oranda görülse de oluşan soruları gidermek için estetik cerraha danışmak yapılacak en doğru girişim olacaktır.

Göğüs büyütme ameliyatının planlanması...

İlk muayenede estetik cerrah adayın genel sağlık durumunuzu değerlendirecek, durumuna ve deri kalitesine uygun olarak düşündüğü girişimi detaylı olarak anlatacaktır. Çünkü göğüsün küçük olmasının yanında sarkıklık da olabilir; bu durumda estetik cerrah aynı zamanda göğüs dikleştirme ameliyatı olan mastopeksi'yi de önerebilecektir.

Bu dönemde aday estetik cerrahı ile göğüs büyütme ameliyatı ile ilgili beklentilerini açıkça konuşmalıdır. Aynı zamanda cerrahından anestezi tipini, uygulayacağı girişimi, bunun alternatiflerini, büyütme ameliyatının risklerini, hastanede tahmini kalış süresini ve ameliyatın maliyetini açıkça anlatmasını istemelidir. İlk muayenede mutlaka sigara veya başka bir ilaç kullanıp kullanmadığını da cerrahına anlatmalıdır.

Göğüs büyütme ameliyatının hazırlığı...

Estetik cerrah, göğüs büyütme ameliyatı öncesi adaya, yeme içme alışkanlığından, sigara ve ilaç kullanımına kadar bir takım önerilerde bulunacaktır. Bu hazırlık döneminde adayın hastanede kalış süresinde yanında kalacak ve onu eve götürecek bir kişiyi de ayarlaması gereklidir.

Anestezi tipi...

Göğüs büyütme ameliyatı genellikle genel anestezi altında yapılan bir girişimdir. Bu tercihte hasta ameliyat boyunca uyuyor olacaktır. Ancak bazı cerrahlar göğüs büyütme ameliyatını sedasyon ve lokal anestezi altında yapmaktadır. Bu tercihte ise ameliyat boyunca uyanık ama ağrısız olacaktır, ancak hastaların çoğu bu durumda huzursuz olmaktadırlar.

Göğüs büyütme ameliyatı...

Meme protezinin yerleştirilmesi ve pozisyonunun belirlenmesi adayın anatomik yapısına ve cerrahın göğüs büyütmedeki tercihine bağlıdır. Meme protezinin yerleştirileceği kesi 3 farklı yerden olabilir. Bunlar; meme altı çizgi, meme başındaki koyu alanın bittiği yer ve koltuk altı bölgeleridir. Burada amaç kesiye bağlı gelişecek izin en az görülecek alana yerleştirilmesidir.

Açılan bu kesiden çalışan estetik cerrah, tüm göğüs dokusu ve üzerindeki deriyi tercihine bağlı olarak göğüs kası üzerinden veya kasın altından ayırarak , veya dual plan denen şekilde kısmek kas altı, kısman de kas üstü olarak meme protezinin girebileceği bir cep oluşturacaktır. Kas altına yerleştirilen meme protezlerin daha az oranda kapsül kontraksiyonu geliştirdiğine inanılmaktadır. Bundan sonra tercih edilen meme protezi hazırlanan bu cep içine yerleştirilip kesi kapatılacaktır. Ameliyat sahasında kan ve vücut sıvısı birikimini önlemek için dren yerleştirilebilir.

Göğüs büyütme ameliyatı 1-2 saat sürer. Kesiler atılan dikişlerle kapatılır ve bunların üzeri pansumanla örtülür.

Göğüs büyütme ameliyatının sonrası...

Göğüs büyütme ameliyatının ardından ilk birkaç gün hasta kendini bitkin hissedebilir, fakat ilk veya ikinci günden sonra genellikle ayağa kalkıp yürüyebilir. Ameliyat sonrası hissedilen rahatsızlıkların çoğu ağızdan alınacak ağrı kesici ilaçlar ile giderilecektir. Protezin kas altına yerleştirildiği olgularda ise ağrı biraz daha fazla olacak, ve birkaç gün daha fazla sürecektir. Bu durumda ağrı kesici tedavi değiştirilebilir. Birkaç gün sonra pansumanlar çıkarılıp destekleyici sütyen kullanımına geçilir. Göğüs büyütme ameliyatından sonra birkaç hafta meme başında yanma hissedilebilir, ancak bu yanma hissi her geçen gün azalan nitelikte olacaktır. Göğüslerdeki şişliklerin kaybolması 3-5 haftayı alabilir.

Normale dönüş...

İşe geri dönüş, işteki aktiviteye bağlı olmakla birlikte birkaç gün içinde olabilir. Egzersiz ve tam günlük aktivitelere dönüş birkaç ayı alacaktır. Göğüsler, büyütme sonrası ilk 2-3 hafta hassas olacağı için direkt temastan kaçınılmalıdır. Kesilere bağlı oluşan izler ilk 6-8 hafta boyunca sert ve pembe bir görünümde olacaktır. Daha sonra birkaç ay boyunca aynı boyutta kalacak veya bir parça genişleyecektir. Bundan birkaç ay sonra ise oluşan iz solacak ancak asla kaybolmayacaktır.

35 yaş üstü hastalar estetik göğüs büyütme ameliyatının ardından rutin olarak meme görüntüleme tetkiklerine devam etmelidirler. Ancak bu hastalar radyoloji uzmanlarını meme protezine sahip oldukları konusunda uyarmalıdırlar.

Göğüs büyütme ameliyatının sonrası yeni görünüm...

Göğüs büyütme estetiği geçiren bireyler değişen görünümlerinden mutlu olmaktadırlar. Erken dönemdeki birkaç günlük ağrı unutmakta ve elde edilen değişimin keyfi yaşamaktadırlar. Ameliyat sonrasında düzenli muayene ve uygun hastalarda belli aralıklarla yapılan meme görüntüleme tetkikleri oluşabilecek komplikasyonlar önceden tespit edilerek erken dönemde ve en az hasarla çözülebilme şansını verecektir.

9 Ocak 2008 Çarşamba

Burun Estetiği

Burun Estetiği (Rinoplasti) İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Burun estetiği en sık uygulanan plastik cerrahi prosedürlerinden birisidir. Burun estetiği ile burun ucu veya sırtının şekli değiştirilebilir, burun delikleri daraltılabilir veya üst dudakla burun arasındaki açı değiştirilebilir. Ayrıca doğumsal bozukluklar, kaza veya ameliyatlarla edinilen bozukluklar, ve solunumsal sorunlar da estetik olarak düzeltilebilir, görünümü düzeltip kişinin kendine olan güvenini arttırabilir.

Burun estetiği ameliyatına yaş önemlidir. Birçok estetik cerrah yüz gelişimini bozmamak için kızlarda 15-16, erkeklerde birkaç yıl daha sonrasını beklemeyi tercih etmektedir. Ayrıca genç hastanın sosyal ve duygusal durumu da göz önünde bulundurulmalı, kendisinin ve ailesinin ne istediği kesin olarak bilinmelidir.

Genellikle burun içinden yapılan kesilerle girişim uygulandığı için burun estetiği ameliyatı sonrası iz kalmaz, ancak açık teknik gerektiren, burun deliklerinin küçültülmesini içeren ameliyatlardan sonra burun tabanında küçük izler kalabilir.

Tecrübeli bir estetik cerrah tarafından yapılan burun ameliyatı sonrası komplikasyon nadiren ortaya çıkar, yada kolaylıkla halledilebilecek niteliktedirler. Ancak yine de enfeksiyon, burun kanaması veya anesteziye bağlı reaksiyonların görülme olasılıkları göz ardı edilmemelidir. Bu riskleri azaltmak için cerrahın ameliyat öncesi hazırlık dönemi ve sonrası için yapacağı uyarılara sıkıca uyulmalıdır. Bunlar en tecrübeli cerrahın hastalarının bile başına gelebilecek, tahmin edilemez problemlerdir, ancak düzeltilmeleri için de küçük müdahaleler yeterli olur.

Ameliyatın Planlanması…
İlk muayenede hastanın yüz ve burun yapısı değerlendirilir. Ayrıca burunun kemik ve kıkırdak yapısı, yüzün şekli, cildinin kalınlığı, yaş ve hastanın beklentileri gibi ameliyatı ve sonucunu etkileyecek faktörler ortaya koyulacaktır. Hastanın yüz ve burun fotoğrafları çeşitli yönlerden çekilerek incelenir, bazı fotoğraflar üzerinde bilgisayarda çalışmalar yapılabilir. Bu çalışmalar cerrahın planları doğrultusunda ameliyat sonrası elde edilebilecek sonuçlar ve adayın beklentileri hakkında fikir verilebilir. Aday ameliyat sonrası elde edilebilecek değişimleri görebilir, kendi beklentilerini cerrahına daha kolay gösterebilir. Ameliyatta uygulanacak teknik ve anestezi, ameliyatın yapılacağı yer, ameliyatın taşıdığı risk ve kazanç olasılıklar hastaya anlatılır. Hasta da plastik cerrahına daha önce herhangi bir burun ameliyatı geçirip geçirmediğini bildirmelidir. Ayrıca allerji, solunum sıkıntısı, kullanılan ilaçlar ve sigara kullanımı da bildirilmelidir. Sigara ve bazı maddelerin anestezi öncesi alımının kesilmesi gereklidir.
Ameliyat…
Burun estetiği ameliyatının hastanın konforu ve estetik cerrahın rahat çalışması için genel anestezi ile yapılması tercih edilir. Ancak küçük müdahaleler lokal anestezi ile yapılabilir. Burun estetiği ameliyatı genellikle bir yada iki saat, kompleks olgularda daha uzun sürmektedir. Ameliyat sırasında genellikle burun delikleri içinden girilerek burun üzerindeki cilt, altındaki kemik ve kıkırdak çatıdan serbestlenir. Ardından ameliyat öncesi planlara uygun olarak kıkırdak ve kemik dokulara, gerekli ise burun cildine de müdahale edilerek istenilen şekil verilmektedir. Sonrasında da cilt, yeni çatının üzerine geri yerleştirilerek kesiler kapatılır. Burun içinde şişliği azaltmak ve kemik çatının istenen şekilde kaynamasını desteklemek için ince ve kısa tamponlar yerleştirilir ve burun üzerine alçı kalıp uygulanarak ameliyat sonlandırılır.

Ameliyat sonrası…
Ameliyattan sonra burun estetiği hastaları ağrı hissetmezler. Anesteziden uyandıktan sonra 4-5 saatlik toparlanma sürecinin ardından hasta rahat bir şekilde evine gider. Burun kemiklerine müdahale edilen olgularda doku altına sızan kan, ince olan göz kapak cildi altında görünür hale geldiği için göz çevresi şişlik ve morluklar oluşur. Bu şişlik 3-4 günde, morluklar ise 7-10 gün içinde tamamen geçecektir. Bunun daha hızlı olması için evde ilk gün gözlere soğuk uygulaması yapılır ve birkaç gün hastanın başı yükseltilmiş olarak istirahat eder. Genellikle tampon 3. günde alınır, alçı da 7. günde çıkartılır.

Alçının çıkarılmasını takiben ilk 2- 3 hafta içinde burun şişliklerinde çok hızlı bir iyileşme olur. Hasta ve plastik cerrahın fark edebileceği kadar az miktardaki bir şişlik de birkaç ay içinde geçecek, ve burun 6 ay içinde son halini alacaktır.

Normale Donüş…
Burun estetiği geçiren birçok hasta, iki gün içinde ayağa kalkmakta, bir hafta sonrasında da okul veya masa başı görevlerine dönebilmektedir. Genellikle 15. günden intibaren ameliyat olduğu farkedilmez hale gelir. Tamamen normal günlük aktivitelere dönüş ise birkaç haftayı bulmaktadır.

İki-üç hafta boyunca yorucu faaliyetlerden (jogging, yüzme, eğilme, cinsel ilişki gibi kan basıncınızı arttıran her türlü aktiviteyi) kaçınılmalı ve de ilk 4-5 ay boyunca burnun darbelerden koruması gerekmektedir. Kendini hazır hissettiği anda hasta kontakt lenslerini takabilir, ancak gözlük takmak için zamana ihtiyacınız var. Hafif gözlükler 3-5 ay içinde takılabilirken, ağır gözlüklerin takılması için 6 ayın sonunu beklemek gereklidir.

Yeni görünüm…
Ameliyattan sonraki ilk günlerde yüzde de morluk ve şişlik varken, çok daha iyi görüneceği unutulabilir. Özellikle estetik cerrahi ameliyatları sonrasında hastalarda bir süre moral bozukluğu olması beklenebilir ve bu doğal karşılanır. Her tür ameliyatta olduğu gibi estetik ameliyatlarda da bir toparlanma ve iyileşme süreci gerekir. Her geçen gün burun daha iyi görünecek ve hastanın morali düzelecektir. İki üç hafta içinde ameliyat olduğu belli bile olmayacaktır.

İyileşme süreci yavaş ve aşamalıdır. Özellikle burun ucunda gizli bir şişlik birkaç ay boyunca var olacaktır. Kesin sonucun ortaya çıkması bir yılı geçebilir.

Bu süreç içinde hasta aile ve arkadaşlarından beklenmedik tepkiler alabilir. Burunda önemli bir değişiklik görmediklerini veya çok değişik göründüğünü de söyleyebilirler. Ailesel veya etnik inançlara karşı yapılmış bir değişiklik olarak görüp bu nedenle içerleyebilirler. Eğer böyle bir durumla karşılaşılırsa hastanın neden ameliyat olmak istediğini hatırlaması yeter. İsteklerine ulaşmışsa ameliyat başarılı olmuştur.

Op.Dr. Cenk Tokat