23 Eylül 2008 Salı

Estetik Cerrahi Ben Alınması

Estetik Cerrahi ile Benlerin Alınması, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com
Benler insan vücudundaki gelişim nedeni tam olarak bilinmeyen farklı koyuluk tonlarında renkli yassı veya kabarık yapılardır. Doğum lekeleri ve damar genişlemeleri benlerden ayrı değerlendirilir. Benler genellikle ilk 20 yıl içinde ortaya çıkar, 1% doğumda da benlere rastlanabilir. Doğumsal olanlar minör malformasyonlar olarak değerlendirilirken sonradan gelişenler derinin çeşitli hücrelerinden (melanositler gibi) köken alan iyi huylu kitleler olarak kabul görür. Bir insan vücudunda ortalama 20-80 civarında ben vardır. Genetik yatkınlık görülür. Güneşe maruziyetin ben oluşumunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Nadiren bu benlerden kanser gelişimi görülebilir, bu nedenle benlerdeki değişimler göz ardı edilmemelidir.
Aşırı güneş ışığı maruziyeti, benlerin sürekli tahriş edilmesi (kurcalama, her traş sırasında kesilme, tıbbi olmayan yöntemlerle beni düşürmeye çalışmak gibi) ve genetik yatkınlık gibi sebeplerle benlerden deri kanseri gelişimi görülmektedir. Bir benin kansere dönüşümünü düşündüren değişimler: hızlı büyüme, şekil değişikliği, kabarma, kaşınma, renk değişimi, koyulaşma veya alacalanma, çevre deri renginde açılma ve kanamadır.

Benlerin alınması konusunda yaşanan “dokundurma, kanser olur!” düşüncesi gerçekte tıbben doğruluğu olmayan bir korkudur. Doğru şekilde tamamen alınan benler hiçbir şekilde kansere yol açamaz. Bu hatalı düşüncenin açıklaması; o ben zaten kansere dönüşmüştür ve hasta benindeki değişimi önemsemediği için geç kalmıştır. Evet, bazı benler kansere dönüşebilir. Bu kanserlerin bazıları çok kötü huylu olabilir. Bu nedenle benlerdeki değişimlere dikkat edilmeli, şüphelenilen durumlarda vakit kaybetmeden Estetik Cerraha başvurulmalıdır.

İnsan vücudunda çok sayıda ben vardır. Özellikle yüzdeki benler sosyal sebeplerle bireyi rahatsız edebilir. Bireyin de bu benlerini kurcalama riskini de göz önüne alarak alınmaları önerilebilir. Ancak tüm benlerin aldırılması sadece ailevi deri kanseri yatkınlığı olan bireylerde ve gerçekten kansere dönüşme riski yüksek olan benlerde (örn, doğumsal kıllı dev nevüsler) düşünülmektedir. Bu nedenle uzman doktor tarafından değerlendirme şarttır.

Benlerin alınması lokal anestezi altında yapılmaktadır. Küçük iğnelerle yeterli miktarda lokal anestezik madde benin etrafına ve altına uygulanır. Kısa sürede o bölgede yeterli uyuşma sağlanır. Ardından yeterli salim çevre doku da benle birlikte, tam kat deri ve bir kısım deri altı yağ dokusu ile beraber bir elips şeklinde çıkartılır. Böylece bene ait hiçbir parça vücutta bırakılmaz. Bu yöntem hem benin tamamen uzaklaştırılmasını sağlar, hem de benin patolojik olarak tamamen incelenebilmesine olanak tanır. Ben değil de, benzer iyi huylu bir deri kanseri çıksa bile hem tam tanı hem de tam tedavi sağlanmış olur. Kötü huylu deri kanseri gelişmiş ise de, tam ve detaylı tanı sağlayarak tedavinin doğru yönlendirilmesine olanak verir. Bu nedenle alınan benin patolojik incelenmesi gereklidir. Böyle doğru şekilde ben alınması kanser riskini arttırmaz, ortadan kaldırır.

Ben çıkarıldıktan sonra yara özel dikişlerle kapatılır. Tüm işlem 30 dk kadar sürer. Burada Estetik Cerrahinin bir işi en az izle tamamlama farkı ortaya çıkar. Benin etrafında salim dolu ile alınması, kalacak olan izin benden birkaç mm daha uzun olmasına neden olur, ancak risk almamak için buna değer. Genellikle 4-5 mm çapındaki bir benin alımından sonra 8-10 mm uzunluğunda kırışıklık benzeri bir iz kalır, ancak bu iz daha az dikkat çekecek şekilde planlanır (örn alın kırışıklık çizgisi gibi)

Müdahalenin ardından bir pansuman yapılır ve yara kapatılır ve hasta hemen evine veya işine dönebilir. Lokal anestezinin etkisi 2-3 saat sonra geçer ve 1-2 gün için hafif sızlama tarzında bir ağrı oluşturabilir. Bunu ortadan kaldırmak için ilk günlerde ağrı kesici tabletler, önerilir. Bazı müdahalelerden sonra antibiyotik kullanımı da önerilebilir. Belli dönemlerde kontrole çağrılır ve pansuman yenilenir. Genellikle ilk 2 gün, günlük kapalı pansuman yeterlidir, sonrasında dikişler olsa da yıkanma önerilir. Alınacak dikişler varsa yerine göre 5-15 gün sonra alınır. İzin daha az dikkat çekmesi için masajlar ve güneşten koruma önerilir. Bu kontroller sırasında patoloji raporu da değerlendirilir.

Ben alımında farklı yöntemler de önerilmektedir. Lazer, bunlardan biridir. Ancak patolojik değerlendirme için parçanın yukarıda anlatıldığı gibi çıkarılması gerekir. Lazer ile yakılarak benin uzaklaştırılması patolojik inceleme şansını engeller. Ayrıca derinin derin katlarına uzanan benleri lazerle yakarak almak, o bölgede benden biraz geniş çukur şeklinde bir ize neden olur. Ayrıca benin tamamının alındığı şüphelidir. Radyo frekans yüzeysel traşlama veya bistüri gibi kullanılır, bu nedenle bırakacağı iz lazerdeki gibi bir çöküklük veya cerrahideki gibi bir çizgi olabilir. Kimyasal veya kriyoterapi (dondurma) yöntemleri de çevre doku hasarı nedeniyle geniş bir iz bırakabilir.

Kırışıklık Tedavisinde Dolgu Maddesi ve Doku Enjeksiyonu Uygulamaları

Kırışıklık Tedavisinde Dolgu Maddesi ve Doku Enjeksiyonu Uygulamaları, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Kırışıklık ve yaşlılık çizgilerinin tedavisinde uygulanan bir yöntem olan dolgu maddesi enjeksiyonları cilde kaybettiği hacmi geri vererek sağlıklı ve genç bir görünüm sağlar.
Hazır dolgu maddelerinden hyalüronik asit preparatları, hayvansal madde ve toksin içermediği için diğer canlılardan hastalık bulaştırma riski yoktur ve alerjik reaksiyon oluşturmamaktadır. Son yıllarda dünya çapında birçok ülkede milyonlarca kişiye bu FDA onaylı hyaluronik asit preparatları ile uygulamalar güvenle ve başarı ile yapılmıştır. (Çok kötü doku reaksiyonları oluşturan sıvı enjektabl silikon ve allerjik reaksiyon riski olan hayvansal kökenli kollajen içerikli dolgular günümüzde kullanılmamaktadır) Hyaluronik asit içeren dolgu maddesi cilde enjekte edilir ve önceden test yapma ihtiyacı olmadığı için yarım saatten daha az bir sürede işlem tamamlanır.

Hyaluronik asit tüm canlı organizmalarda bulunan bir pollisakkarittir. Cildin dermis tabakasında dokuyu destekleyen kollajen lif kümeleri ile su tutan ve hacim yaratan hyaluronik asit bulunmaktadır. Hyaluronik asit zamanla vücut tarafından yavaş yavaş emilir. Hyalüronik asit tedavisinin etkinliğinin ne kadar süreceği kişiye değişir. Cilt yapısı, yaşam tarzı ve yaş ile kişi tarafından talep edilen değişim düzeyi gibi çeşitli faktöre bağlıdır. Ancak etkinliği ortalama 6 ay kadar sürer. Bu süre içinde veya sonrasında tekrar uygulamalar yapılabilir. Daha uzun süre kalıcı olan dolgu maddeleri de vardır, ancak yaşlanma devam etmekte ve dokular değişmekte olduğu için uzun süre kalıcı olam dolgu materyallerinin kullanımı sınırlı tutulmaktadır.

Uygulama çok ince uçlu bir iğne ile cildin dermis tabakasına yapılmaktadır. 10-15 dakika sürer ve sonuç hemen alınır. Acıyı önlemek için özel bir şey yapılması genelde gerekmez, ama gerekirse dolgu işleminden önce anestezi sağlayacak bir krem uygulanabilir. Dolgu özellikle ince kırışıklıkların düzeltilmesi amacıyla ve dudak dolgunlaştırma amacıyla kullanılmaktadır. Dudak üzerindeki ince kırışıklıklar, burun kenarından dudak kenarına uzanan çizgiler, ağız kenarındaki çizgiler, alındaki kaş çatma çizgileri çok sık uygulanan ve en başarılı sonuçların alındığı bölgelerdir. Çukurlaşma yapmış yara izlerinde de başarılı sonuçlar verir. Enjeksiyon sonrası tedavi edilen alan hafif kırmızı ve şiş olabilir. Çok nadir olarak ; 2000 kişiden birinde tedavi edilen bölgede veya çevresinde tedaviden haftalar sonra geçen şişkinlik, kızarıklık izlenmiştir. Bu enjeksiyonun normal sonucudur ve bir veya iki günde kaybolur. Hasta günlük aktivitelerine hemen enjeksiyondan sonra dönebilir.

Daha fazla hacim gereken durumlarda doku nakli uygulanır. Kişinin kendisinden alınan yağın veya doku kokteylinin uygulanması basit bir cerrahi preosedür olarak yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Vücudun çeşitli bölgelerinde dolgu maddesi şeklinde kozmetik yada rekonstrüktif amaçlı kullanımı yumuşak dokudaki çökmelere bağlı vücut kontur bozukluklarında, travmatik skar ve akne skarları gibi problemlerin ortadan kaldırılmasında son yıllarda çok yaygın bir prosedür olarak kullanılmaktadır. Yağ dokusunun dolgu maddesi olarak en sık kullanıldığı bölgeler yüzde burun kenarından dudak kenarına uzanan çizgiler, ağız çevresi, dudak, çene, göz çevresi ve kaşların arasında kalan bölgelerdir. Bu yöntem ayrıca vücudun diğer bölgelerindeki kontur bozukluklarında da kullanılmaktadır. Sonucun mükemmel olması için doku enjeksiyonunun 2-3 seans tekrarlanması gerekebilmektedir, çünkü verilen yağ dokusunun %50-70’i ilk 6 aylık dönemde rezorbe olabilmektedir. Kalan miktara göre tekrarlanan enjeksiyonla kalıcı dolgunluk sağlanabilmektedir.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Botoks Uygulamaları ile Kırışıklık Tedavisi, İzmir

Botox Uygulamaları İle Kırışıklık Tedavisi, İzmir. Op.Dr. Cenk Tokat, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı. estetik@cenktokat.com

Botox, Clostridum Botulinum bakterisinden elde edilen ve sinirin kası uyarmasını engelleyen protein içerikli bir toksindir. İlk olarak 30 yıl kadar önce üretilmiş ve yine ilk olarak göz kaslarının uygunsuz çalışmalarının tedavisinde kullanılmıştır. 2002 yılında FDA onayı alınmıştır. Tıpta istemsiz kas kasılmalarını engellemek için sıklıkla ve yüksek dozlarda kullanılmaktadır. Estetik cerrahide ise yüz bölgesi kırışıklıklarının tedavisinde düşük dozlarla başarıyla uygulanmakta ve çok iyi sonuçlar vermektedir. Aşırı terleme ve migren de Botox ile tedavi edilebilen sorunlardır.

Yüzde oluşan kırışıklıklarda en önemli pay, her duygulanımda ve ifadede kullanıldıkları için mimik kaslarına aittir. Özellikle henüz doku sarkmalarının başlamadığı erken dönemde, sadece mimik kaslarının aktif kullanımında kırışıklıklar görünür haldedir. Bu dönemde Botox uygulanması, mimik kaslarını geçici olarak felç ederek kırışıklıkları düzeltir veya oluşumunu engeller. Ancak yüzde bir dolgunluk veya şişlik oluşturmaz. Kişiye göre özelleştirilen doğru bölgelere uygulamalar, korkulan donuk yüz ifadesinin oluşmasını engeller.

Botox uygulaması sıklıkla kaş çatıklığı ve kaşlar arasındaki çizgiyi gidermek için her iki kaş arasındaki ve göz kenarlarındaki ince kırışıklıkları gidermek için her iki göz kenarlarındaki mimik kaslarına yapılır. Ayrıca alın çizgileri için de etkilidir. Dudak üstlerindeki ince kırışıklıklar ve boyundaki kırışıklıklar için de kullanılabilir, ancak üst bölgeler kadar etkili değildir. Doğru uygulama ile kaş kenarlarında hafif yükselme ile daha dinç bir görünüm elde edilir. Aşırı terleme tedavisinde de özellikle koltukaltı, avuç içi ve ayak tabanında etkilidir...

Botox uygulaması göz çevresi kırışıklıkları için yaklaşık 10 dakika kadar sürer. Tıbbi amaçlı üretilen en ince iğnelerle uygulanır. Uygulamadan sonra iğne giriş yerlerinde çok yakından belli olabilen minik morluk ve şişlikler olabilir, ancak bunlar 1-2 günde tamamen geçer. Uygulamanın hemen ardından sosyal yaşama dönülebilir, istirahat gerektirmez. Aşırı terleme tedavisinde ise uygulama 30-60 dakika kadar sürebilir.

Botox’un etkili olabilmesi için 3-7 gün geçmesi gereklidir. Etki süresi 4-5 aydır. Bu nedenle ilk uygulamadan 6 ay sonra tekrarlanması önerilir. Tekrarlayan enjeksiyonlarda kas uzun süreli kullanılmamaya bağlı zayıflayacağından hem kırışıklık yapma gücü azalacak hem de ilacın yeniden yapılması için gereken süre uzayacaktır. Ayrıca etkili olduğu süre içinde kas çalışmadığı için, kasa bağlı kırışıklık etkisi olmayacak ve deri yaşlanması önemli ölçüde yavaşlayacaktır. Tekrar Botox uygulaması yapılmaması durumunda kırışıklıklar bir süre sonra tekrar eski haline gelecek, fakat öncesinden daha kötü olmayacaktır.

Botox uygulamasının etkili olması için mutlaka ilacın kas içine verilmesi gereklidir. Botox’un başarısını cilde dışarıdan uygulanan kremler kasları aynı şekilde etkileyemeyecekleri için gösteremezler. Uzman hekim olmayan kişilerin elinde göz kapağını düşüklüğü, kaşın anormal kalkması, maske yüz ve kaş düşüklüğü riskleri vardır. Bununla birlikte en kötü görünüm de bile sorun 4-6 ayda kendiliğinden düzelecektir.